deneme bir ki. deneme bir ki. itirafım geliyor mu.
sevgili sözlük sana pişmanlığımdan bahsedeceğim.
çok ah aldım ben. çok insan canı acıttım. manyakça bir sürü şey yaptım.
ağzını burnunu kırdığım adam sayısını abaküsle bile hesaplayamıyorum.
kavga etmek benim için çok olağandı. birine yeri öptürmem için lüks sebeplere ihtiyaç duymuyordum. en çok da "sen mi döveceksin beni" tarzındaki öküz bakışları harcamayı seviyordum. caniydim.
ya da
gençtim.
ha bir de benden beş yaş büyük bir abim var.
bilirim ki şu dünyada en çok beni sever, bilir ki şu dünyada en çok onu severim.
abim gençliğimin kahramanıydı. çok yere götürdü beni, çok insan içine soktu. beni mesela şiirle tanıştırdı ki bana en büyük kıyağı bu olmuştur. elini omzuma koyup bana çok arkadaşlık etmiştir, gece yarıları bomboş caddelerde beraber yürümüşüzdür. falan fıstık.
ama her zaman el bebek gül bebek olmuyordu.
bir gün abimin ağzını burnunu dağıttım ki hayattaki en büyük pişmanlığımdır. toplasan onca adama bu kadar acımamışımdır. üzerinden seneler geçti aklımdan çıkmaz. abim hatalıydı ama gel gör ki ellerimin kopmasını dilerdim o yumrukları atacağıma. ne zaman aklıma ağzının burnunun kanlar içindeki hali gelse dizlerimin bağı çözülüyor, gözlerim doluyor.
bir kez olsun özür dileyemedim, özür dileyecek yüzü bile kendimde bulamıyorum çünkü.
zaten kısa bir süre sonra barışmıştık ama ben kendimle barışamadım.
şimdi askerde. para bile gönderiyorum zibidiye. eğer ben bunları ona söyleyemeden başına bir iş gelirse diye eziliyorum be sözlük.