bestseller kitapları okumayanı adamdan saymamak

entry1 galeri
    1.
  1. kanayan yaramızdır.

    dönem dönem bir kitap çıkar ve bestseller olur.
    okumadıysanız adamdan sayılmaz, kale alınmazsınız. ortamlara akamaz, muhabbetin varoşlarında sürtmeye mahküm olursunuz. zenci muamelesine maruz bırakılırsınız.

    neticede mecbur kalır okursunuz "ulan bu mu sizin övüp durduğunuz kitap be!"dersiniz içten içe. ama sanattan bir bok anlamayan adam konumuna düşmemek için kendinize bile itiraf edemezsiniz. "yüreğinin götürdüğü yere git'i okudun mu?"
    ah evet hala etkisindeyim...
    kitabı okuduğuma göre artık ortamlarda fırtına gibi esip ikinci sınıf vatandaş muamelesinden kurtulacağınızı düşünürken o da ne? siz okuyana kadar gündem değişmiş herkes paulo coelho' nun "simyacı" sından söz etmeye başlamıştır.
    korsana düşene kadar bekler sonra alıp azimle onu da okursunuz. geri dönüp tam simyacı'nın final bölümünün ne kadar vurucu olduğundan söz edecekken ortam insanlarının "sofi'nin dünyası" ndan söz ettiklerini işitirsiniz. "sokiim sofi'ye de dünyasına da!" diyemezsiniz. bulup buluşturup onu da okursunuz. artık felsefenin o gizemli koridorlarında dolaşan biri olmuşsunuzdur. "aha şimdi oldum!" deyip geri döndüğünüzde, herkesin elinde "yüzüklerin efendisi" isimli birer kitap bulursunuz. ulan bu ne be! diyemezsiniz "oha!" derler adama "ay yoksa sen okumadın mı?" şeklinde aşağılayıcı bakışlar atarlar.

    okursunuz tabi. ama giderek zorlaşmaktadır işiniz ulan kütük gibi üç cilt...
    "lan ben masal anlatırken dedemi dinlememişim elin oğlu bin sayfa masalını okuttu bize be!" de diyemezsiniz. bu fantastik öyküye bir ucundan tutunursunuz.
    "helal olsun frodo'ya delikanlı çocukmuş!" deyip birinci ciltten konuşacakken, arkadaşlarınızın üçüncü cildi bitirmekte olduğunu farkedip panikler ve finallere çalışır gibi sabahlayarak yetişirsiniz onlara.

    böyle kendinizi paralayıp dururken birgün sizin çok sevdiğiniz "suç ve ceza" romanından açılır laf. aaa o da ne? hiçkimse okumamış romanı. tanımıyorlar raskolnikov'u. dostoyevski'nin st. petersburg'u ne kadar güzel tasvir ettiğinden de bihaberler.

    işte o zaman harcadığınız zamana acıyıp kendinize kızarsınız. dostoyevski okumamış adamlara yaranmayaçalıştığınız için bir süre affedemezsiniz kendinizi. sonra "insan ne ile yaşar" ın sayfalarına dalarsınız. gonçarov'un oblomov'unu okluyup halinize şükredersiniz.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük