yazarları kendi sancılarına sızılarına kilitleyip dış dünyadan kaostan uzaklaştıran eğer varsa yaşama sevincini ucundan kırpan biyolojik ya da psikolojik travma belirtilerinin gömülü olduğu kuytulardır.
kimisinin ağrısı hiç dinmez kimisininki bir sigaralıktır kül tabağında diner bazılarının egosu dibe vurur baş ağrısı yapar bazılarının eski sevgilisi kimilerinin de kolu bacağı kafası kulağıdır.
sonuçta çekilen bir sızı ve bu sızının yattığı bir çukur vardır efendim bünyenin üzerinde.
hangi ağrı daha derinlerde gömülüdür hangisi daha feci yıpratır insanı hangisi gidici hangisi kalıcıdır tepe tepe muammadır.
ya da bu ağrı nerelerde gizlenir ne zaman sokuverir insanı kestirmek çok zordur.gün gelir küçük bir bebeğin gamzesinde saklanır gün gelir yaşlı bir adamın kır saçlarında dolanır kimi zamanda sözlük yazarının koluna saplanıp kalır.hasbelkader ağrının azgını da ılgını da bir gün illa ki kiracı olur kimi zaman da ev sahibi ama bedende muhakkak yer bulur.