minimum düzeyde cebellezi ederken yakalanmak

entry1 galeri
    1.
  1. bakkaldan eti-puf'tan büyük olmamak kaydiyle bir gıda maddesi olur, veyahut ne bileyim. yani keriz gibi ben yakalandım galiba, genele yaymak istedim. ama olmuyor. manifaturacıdan düğme, seyyar erikçiden bir adet erik, nalburdan körtapa. gerçi nalburdan körtapa çalan çocuktan çok korkarım ben. ebeni skizler valla alimalla.

    küçükken belalı bir çocuktum. mahallenin korkulu rüyasyıdım. ben dışarı çıktığımda, teyzeler çocuklarını belinden kavrayarak içeri alırlardı. o sırada rüzgar mahalle muhtarına zimmetli çalılığı uçururdu. bazı adamlar köşeden kaçarlardı. düşünün, o kadar belalıydım. adım bela diye yazılmıştı dağlara. aşkın nur yengi, serserim şarkısını bana yazmıştı. her türk genci sevgilisinin serserim adlı şarkıyı kendisine söylemesini ister. bu dünyanın en naif türk genci için de böyledir.

    adam üniversiteler okumuş, yüksek lisanslar bitirmiş, enteleltüel birikim yapmış, yarinden hala serserim şarkısını istiyor, serserisi olmaya özeniyor. efendi olsana birader, okulunu oku, işini bul, evlen, haracını yine kesersin, "ge bura, bana bakıyodun delüganlu" yine dersin. ama ilk önce "iş, aş, eş!" babamın sloganı bu. balkona asar idi. iki harfli ve ş ile biten bir kelime daha olsa, misal oş, anlamına bakmaksızın kesin ona da önem verirdi babam.

    neyse konumuza dönelim. bakkalın vicdanına kalmışsınıdır. iyi huylu bir bakkal ise, öğüt verdikten sonra eti pufu cebine koyar yollar, babana şikayet etmez. kötü huylu bakkal ise öğüt vermeden döver, babana gazı verir, baban da döver, baban tekrar bakkalı gazlar, bir tur da o döver. sonra babanla bakkal bir olup, karıya kıza sarkarlar, camları kırarlar, zillere basıp kaçarlar.

    amaaaa, psikopatların harman olduğu diyar tataklılar ilçesinde bir bakkal ise dans etti. tezgahın üstünde kayarak ön tarafa geldi, bir adet sakızı ağzına attıktan sonra, çılgınlar gibi dansetti ve "anladın mı evlat" dedi. ağlıyordum.
    12 ...