erik ağacının kesilmesi

entry1 galeri
    1.
  1. 80 lerde çocuk olmak... hayatın bütün zorluklarına rağmen, bütün yokluklara rağmen, bütün imkansızlıklara, bütün acılara rağmen eğlenebilmeyi başarmış bir nesil olabilmek. 80 lerde çocuk olmak. hayallerin peşinden koşmak, voltran izlemek, bisiklete binmek, saklambaç oynamak, gazoz kapaklarını biriktirip çeşitli oyunlar oynamak ve en önemlisi evet en önemlisi ağaçlara çıkmak. ağaçları talan etmek, dalmak. erik ağaçları unutmak mümkünmüdür acaba?

    10 yaşlarındasınızdır. arkadaşlarınızla gündüzden çevredeki ağaçları tespit etmek amacı ile etrafı kolaçan etmek baabında turlar atarsınız. gündüzden gözünüze kestirdiğiniz erik ağacının etrafını iyice bir kontrol edersiniz.

    nasıl bir yer? eve çok yakın mı? yakalanma riski nedir? ağaca çıktığınızda çevrekiler sizi görebilir mi? ve ağaçta erik var mı? bunları kontrol edersiniz, planlar yaparsınız arkadaşınızla.

    kaç kişi ağaca çıkacak? kimler çıkacak? kimler etrafı kolaçan edecek vs vs. bütün bu planları yaptıktan sonra beklemeye başlarsınız.

    akşam olur arkadaşlarınızla toplanıp olay yerine gidersiniz. bir iki ufak inceleme yaptıktan sonra ağaca çıkacak kişiler ağaca çıkar, etrafı gözlemleyenler gözlerini dört açarak etrafı kolaçan ederler.
    ama her seferinde ağaca çıkan arkadaşlarınız çok ses yaptıkları için ev sahibi sizi duyar ve bahcesine çıkar. evet ev sahibi ile göz gözesinizdir ağaçtaki arkadaşlarınıza bağırmak sureti ile haber verirsiniz ve kaçmaya başlarsınız. bazen ev sahibi peşinizden koşturur, bazen koşturmaz sadece arkanızdan bağırır '' veletler bari dalları kırmasaydınız'' ''insan gibi isteseniz ben verirdim ağacın dallarını kırıyorsunuz'' henüz erikler olmadı'' vs vs. o heyecanla kaçmaya başlarsınız tenha bir yere geldiğinizde durup beklersiniz. arkadaşlarınızla tekrar buluşup koparabildiğiniz erikleri pay edersiniz. afiyetle neşe içinde bir halk kahramanı edası ile yemeğe başlarsınız. ''offf erikte çok güzelmiş yav'' ''ben pek beğenmedim geçen daldığımız ağacın erikleri daha iyidi'' vs vs gibi.

    görevinizi yerine getirmenin verdiği mutlulukla evinize dönersiniz. anneniz biraz kızar tabii. üstünüz başınız kirlenmiştir. ''ne oldu sana ne bu üstünün hali'' yok bir şey anne der geçiştirirsiniz. ve gider yatağa yatarsınız. hayaller ederek uyumaya başlarsınız. yarın yine gidecek ve o ağaca tekrar dalacaksınızdır.

    günler günleri kovalar ve bir gün tekrar gidersiniz arkadaşlarınızla o ağacın olduğu yere ama.. agaç kesilmiştir. yoktur yerinde... üzülürsünüz elbette. o yaşlarda anlayamazsınız ''bir insan neden ağaç keser ki?'' ''neden insanlar insanları mutsuz eder ki?'' diye düşünürsünüz ve boynunuz önünüzde sakince oradan uzaklaşırsınız. tıpkı hayallerinizin her gün sizden uzaklaştığı gibi...
    3 ...