tüm yazarların gözleri kapalı eleştirdikleri durumdur. perde arkasına bakılırsa bu gecikmenin ve yalanın ne kadar faydalı olduğu ortaya çıkacaktır. evet dosya türkçe gelmiştir ama sevgili ve saygıdeğer(!) adalet bakanlığımız almanlara güvenmeyerek "ya yanlış tercüme ettirlerse" düşüncesiyle dosyayı önce almancaya sonra tekrar türkçe'ye ve daha sonra kendi dilleri olan arapçaya çevirerek olayı aydınlatacaklardır.
bu gecikmenin deniz feneri davasında bulunan paravan şirketlerin kapatılması, ilgili kişilerin bir şekilde ortadan kaybettirilmesi ile hiçbir alakası yoktur.