anadolunun doğu ve güneydoğu bölgesi osmanlının ilk yıllarından itibaren kendine özgü bir özerklik içinde yönetilegelmiştir padişaha direk bağlı bölge beyleri ve aşiret reisleri tarafından.. kendi içinde meclisleri ve kolluk kuvvetleri olan bu bölgeleri boyunduruk altına almaya çalışan ilk padişah II.Mahmuttur ıslahat hareketleri adı altında ve bu nedenle de bölgedeki ilk kürt başkaldırısı botan bölgesi emiri Bedirhan tarafından gerçekleştirilmiştir..yıl 1834..4 yıl sürmüştür bu başkaldırı..ve ne zaman bölgedeki egemen güçler, bölgenin kendi özerkliğine ve özerklik içindeki bağımsızlığına el uzatmaya veyahut faşizan baskılarla boyunduruk altına almaya kalkışsa karşısında isyan bulmuştur..demem o ki, bu bölge yüzlerce yıldır kendine has bir özerk ve bağımsız bir yönetim anlayışıyla yaşayagelmiştir..
cumhuriyetin ilanından sonra da bölgedeki kısmi özerklik devam etmekte olup, devlete karşı gerekli görevlerini de bölge halkı yerine getirmiştir..fakat 1930 lu yıllara gelindiğinde, bölge üzerinde kesin ve diktatörel bir hakimiyet kurulmak istenmiştir..gerek dersim için çıkarılan ve dersime özel kanunlar, iskan kanunları gerekse yine dersime özel çıkarılan ağır vergiler bölge halkları tarafından tepkiyle karşılanmaya başlanmıştı..
"1934'te çikarilan iskan Yasasi'ni Dersim'de uygulayamayan devlet, 1935'te Tunceli Kanunu çikardi. Bu kanunla birlikte vali ve komutan, belediye başkanini atama dahil sınırsız yetkilerle donatıldı. Özel Tunceli Mahkemeleri kuruldu. Agir bir vergi yasasi çikarildi.
Bu baski ve asimilasyonlara karsi Dersim halkinin isyani giderek büyümekteydi.
1936 yilinin Ocak ayinda yürürlüge giren 2884 sayili, Tunceli'nin Idaresi Hakkinda Kanun'la, bu seçilmis bölgeye diger illerden farkli bir statü getirildi.
Dersim, Bingöl, Elazig ve Erzincan illerini içine alan Dördüncü Umumi Müfettislik bölgesi olusturuldu ve basina Korgeneral Abdullah Alpdogan tayin edildi.
Dersim ilinde hizli bir insaat faaliyeti basladi. Yollar açildi, köprüler ve karakollar kuruldu.
Hasanan asiretinden Seyit Riza ve Koçgirili Aliser gibi bölge liderleri bu karakollarin insasina karsi çiktilar.
Seyit Riza, diger asiretleri toplantiya çagirdi.
Bölgede gerginligin tirmanmasi üzerine, 1936 kisinda, Tunceli askeri kusatma altina alindi, bölgeye giris çikis yasaklandi.
1937 yilinin 21 Marti'nda, Newroz gecesi, Harçik Çayi üzerindeki köprünün yikilmasiyla ayaklanma baslamis oldu.
Bu Dersim isyaninin baslangiç tarihiydi."
evet 1938 yılı türkiye cumhuriyeti devleti için utanç lekesidir..o yıllarda yurt dışında yayınlanan gazeteler bu katliamı genocide(soykırım) olarak manşete taşımışlardır ki haklılardır..dersim katliamı-soykırımı hakkında bir çok anı bulabilirsiniz ve gerçekleştirilen katliamın-soykırımın kan lekesinin hala devletin gömleğinde durmaya devam ettiğini farkedebilirsiniz..
işte dersim katliamından - soykırımından bir kesit :
" kadının biri, 5 yaşındaki çocuğunu nehire attı. elleriyle bastırıp çocuğu boğdu. boğdu çünkü bağırıp ağlarsa askerler peşimizden gelecekti."
" bir kadın vurulmuştu laç deresinde. asker geçerken baktı ki, kadının çocuğu annesinin cesedinin etrafında dolaşıyor. çocuk önce annesinin etrafında dolanıyor daha sonra da memesinden süt emiyordu. annesinin memeleri de dışardaydı. çocuk süt içtikten sonra kumda oyun oynamaya devam ediyordu. hep aynı şeyi yapıyordu. askerlerden subay olanı "yazıktır karışmayın, annesi ölmüş zaten kendi kendine ölür" dedi. o subay orda karışmadı ama arkasından gelen asker, çocuğu süngüleyip nehire attı.."
"evler kadar cesetler yığmışlardı. sarı saçlı, çıplak bir çocuğu, ölü yığınının tepesinin ortasına dikmişlerdi. dağ meltemi vurdukça çocuğun sarı saçları bir tarafa doğru dalgalanıyordu. gavur bile halimeze ağlardı, gavur gavur!"
"kardeşim, kardeşim! öldürülenleri sorma hiç. ölü kokusu sardı bu memleketi. bir adım bile atamıyordun ki bir iş yapasın. ormanda düşenler, nehirden* akıp gidenler... ne yapacaksın ki? "
ve tabi ki dersimin isyan bayrağını taşıyan ve idam edilen seyit rıza :
"'Evlâd-ı Kerbelayız, bîhatayız. Ayıptır, zulümdür bu, katliamdır!"
bir not : bu katliam sırasında uçaklarla köyler yok edilmiştir..bu uçaklardan savunmasız halka bomba yağdıran pilotlardan biri de "türk" halkının gurur duyduğu ilk kadın pilot sabiha gökçendir...