en hissederek düşündüğüm, sıradan bir günde üzerine saatlerce konuşabileceğim ve tartışabileceğim bir gün olmasına rağmen şurada; hakkında iki satır yazayım dediğim zaman kitlendiğim gündür: 1 mayıs.
oysa basittir; iş-işçi-emek-emekçi-ekmek diyip üzerinden iki satır siyasetle buruşturup bir mayıs tanımı yapması ve ardından sistemi işleten çarkları yağlayan, onaran, değiştiren kişileri yargılayıp; cahil diyip ne bayramı ne hakkı gidin çalışın günde 10 saat bırakın düşünmeyi, bizler soylu beyinlerimizle sizin yerinize düşünürüz sizin yerinize kararları veririz demesi. ve ardından size görevlerinizi söyleriz harfiyen yapmanız için.
kolaydır bir işçinin basit olduğuna karar vermesi ve kolaydır onların kıt akıllarıyla, yağlı elleriyle, pis tulumlarıyla düşünemeyeceklerine, karar veremeyeceklerine inanması.
komiktir; ellerinde bir dirhem nasır olmadan işçilerin bütün dertlerini bildiklerini, bütün sıkıntılarını gördüklerini söylemesi. ve bunun yanında yine onları sömürerek yine işçilerin haklarını koruduklarını iddia etmesi.
sendikalar için acaba taksim'de 1 mayıs'ı kutlamak çok mu büyük başarıdır. işçiler günde 10 saatten fazla çalışırken, asgari ücretin iyice asgarileştiği, açlık sınırının iki kere işçi maaşını geçtiği bugünlerde. taksim bir semboldür bir anıttır yaşanılan olaylar açısından, geçmiş açısından ve gelecek nesillere bunu hatırlatmak açısından. ama bu sendikaların sadece mekan olarak "burada toplandık bakın neler başardık" demesini sağlayabilir mi?
taksim'de yaşanılanlar her zaman hatırlansın hayatını kaybeden işçiler her zaman anılsın hatırlansın, ama bugün geçmişte taksim olaylarında hayatını kaybedenlerden onlarca katı işçi; iş kazasından dolayı hayatını kaybediyor. onlar için bir şey yapılmıyor olması sendikaları ne kadar dürüst kılar veya kendine lider süsü veren emekçi pozu yapanları ne kadar gerçekçi kılar!
bugün mesai saati bitiminde bir işçi veya memur evine gidip dinlenmek veya ailesiyle zaman geçirmek yerine daha rahat bir yaşam için değil sadece aç kalmamak ve asgari ihtiyaçlarını gidermek için ek iş yapıyorsa, simit satıyor veya pazarcılık, işportacılık yapıyorsa bu acaba insanların, yöneticilerin, sendikaların, hükümetlerin ne kadar halkına yakın olduğunun bir göstergesidir, ne kadar hayat şartlarının bilindiğinin bir göstergesidir, alınmayan her önlem, yapılmayan her iyileştirme, yükseltilmeyen bütün hayat standartları bunun bir kanıtıdır.
zaten yakın zamanda "ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" diyecek yöneticiler. durumumuz o kadar iyi.
ve ülkenin ekonomik istikrarı siyasetimiz sayesinde muhteşem oldu ki fakirlik, hırsızlık, yolsuzluk vb tavan yaptı gidiyor. ahlak çöktü ve bunun tek nedeni avrupa'ya özenmemiz, ekonomimizin kötü olması, işsizlik veya hayat pahalılığı değil.
Neyse,
1 Mayıs'da taksimde tüm emekcilerle bende kutluycam...