bir devlet mekanizmasındaki kişilerin yetki ve titrleri, onlara saygı duymayı pekala gerektirir.. bu kişinin kendisine duyulan ve opsiyonel olan saygıdan çok, devlete ve millete gösterilen bir saygı olarak görülür..
ben her ne kadar başbakandan nefret etsem de, yarın öbür gün onla bir açık oturumda karşılaşsam kendisine 'la bak bi bak sen önce ekonomiden haber evr düdük!'' demem, ''sayın erdoğan'' diye hitap ederim.. bu otoriteye karşı eğilip bükülmek değildir, türkiye cumhuriyetine olan bir borçtur..
bu bakımdan, nasıl ingilizler krala ''hey maan!'' demiyorlarsa, ''your majesty'' diyorlarsa, ülkenin genelkurmay başkanına da arkadaşınla konuşur gibi soru sormak biraz densizliktir bana göre.. bu densizlik karşısında da sayın başbuğ (sorudan hakkaten kaçmakla birlikte) üslubunu güzel muhafaza etmiştir..