*içkili olduğu bir gece salda gezintideyken, ayın nehire yansımasını kucaklamak istemiştir ve boğularak ölmüştür.
*Sis bastırmış iyice, sular yükselmiş;
yolu yok haber salmanın, mektup iletmenin.
sadece ay - bulutlar ötesinde, mavi gökte -
parlıyor üzerlerinde uzak sevgililerin.
bütün gün aklımda bu, neye baksam:
yürek dayanamıyor...
açılması güç bir kilit gibi çatık kaşlarım.
her gece, gölgesi gelir diye düşümde,
yarısını ona ayırıyorum üstümdeki yorganın.
*ayrıca bukowski bir söyleşide şair hakkındaki düşüncelerini şöyle ifade eder:
"birkaç iyi şair var tabii ki, beni yanlış anlama. li po adında çinli bir şair var örneğin. çoğu şairin kendi bokuyla on iki-on dört sayfada katamayacağı kadar duygu, gerçeklik ve tutkuyu dört-beş yalın dizeye sığdırabilen bir şair. şarapçıydı da üstelik. şiirlerini tutuşturup nehirde yüzdürür, şarap içermiş. imparatorlar onu çok severmiş, çünkü ne dediğini anlarlarmış... ama, tabii ki, sadece kötü şiirlerini tutuştururmuş."