türk polisiye edebiyatında özel bir yeri olan ve bir hafta öncesine kadar kendisinin beyoğlu rapsodisi'ndan daha güzel bir roman yazabileceğine inanmadığım edebiyatçının * son klasiği. evet bana yeniden mesnevi'yi okutmaya başlatan, sahaf sahaf gezdirip divan-ı kebir'i bulmama sebep olan ve rumi'nin hiçbir yerde işitmediğim ya da gözümden kaçırdığım, yahut tam da ihtiyacım olan bir şiirle tanışmama vesile olan ve hem ona hem de rumi'ye olan sevgimi ve saygımı katmerleştiren romanın adıdır bu. tartışmasız son yıllarda okuduğum en başarılı türk romanının adıdır. ne zaman canınız sıkılsa rastgele bir sayfasını açıp okumanız size sebebi meçhul bir huzur verir. kim bilir o açtığınız sayfa tesadüf eseri 108'inci sayfaya denk gelir ve şu şiir sizi ve hayatınızı selamlar. içinizi acıtır, kanatır ama mutlu da eder. büyüksün üstad.
--spoiler--
Tatlı bir ömür gibi gitmeye niyetlendin
ayrılık atını eğerledin inadına.
Git, yeni ülkeler gör, büyülü diyarlarda gez.
Ama benimle eğleştiğin toprakları da unutma, hatırla e mi?
Gittin ey sevgili şimdi yollardasın.
Ayın değirmisini başına yastık yapmış uyumaktasın.
güzel uykular, renkli düşler seninle olsun.
ama bir zamanlar dizlerimde yattığını da unutma, hatırla e mi?