Tecavüz eden birinin çocukluğuna etki edilebilseydi, o kişinin tecavüz etmesi engellenirdi. Suç suçluyla mücadele etmekten çok, suçu oluşturan nesnel koşulları düzelterek engellenir. "Ben de fakirdim, hırsızlık mı yaptım?" veya "ben de o yaşta oldum, bana polise taş at deseler, atmam" demek olaya ne kadar sığ yaklaşıldığının göstergesidir. Sanki "zengin olmamak" içinde bulunduğu koşulları anlatmak için yeterliymiş gibi, sanki 14 yaşında olmak 14 yaşında olan başka birisiyle aynı koşullarda olduğunu göstermek için yeterliymiş gibi. 14-15 yaşında birisini adam olarak görmek, yetişkin birisinin alabileceği kararları alabileceğini iddia etmektir ki, bu doğru bir iddia değildir.
Eğer, gerekli önlemler alınırsa taş atan çocukların dağa çıkması ve şiddete karışması engellenebilir. Yetişkin biri olan polisin ruh hali yaptığı olayın nedeni olarak sunulabiliyorsa, bir çocuğun ruh hali ve içinde bulunduğu koşullar fazlasıyla neden olur.
Ayrıca misafir bir çocuğun söylediğine kızıp da, daha sonradan çocuk olduğunu düşünemeyen, o çocuğa kin beslemeye devam eden kişi normal bir ruh hali içinde değildir. Buradaki polis de aynı tavrın içine girmiştir. Bu durumda elbette bu tür polislerin, ruh hali düzeltilmeden polislik görevlerine devam etmesi engellenmelidir.
Bir de buradaki çocuğa yapılan davranışı kınayanları, çocukları kahraman gibi göstermekle ve PKK'yı savunmakla suçlayan kişilerin ruh halleri incelenmeli. Bu ne biçim ırkçı ruh hali ki, "bir çocuğa kim olursa olsun şiddet uygulanmamalı" gibi savunulması son derece basit ve doğru olan bir ilkeyi belirtenleri PKK sempatizanı gibi algılıyor. Biraz nefes alıp, objektif ve sağlıklı düşünmek bu kadar mı zor! Demek, gözünü kırpmadan masum insanları öldürebilen insanlarla aynı koşullarda bulunsaymışsınız, onlardan beter olurmuşsunuz.