nicholas cage derim susarım. hollywood klişeleriyle bezeli klasik amerikan filmi tadı verdi. öyle olağanüstü bir etki bırakmadı. sövmediysem nicholas cage olan sevgimden saygımdandır.
--spoiler--
metro kazası sahnesindeki kazayı yapan metro şeyisi 465347129453124233646123123543786753452376142342 tane nah bu kadar kalınlıkta beton sütunu kırıp geçmiş ancak herhangi bir yavaşlama belirtisi göstermemiştir. amerikan metrosu böyle olur heralde. sürtünme kuvvetinden, engellerden muaf anladığımız kadarıyla.
dünyanın sonunu getireceği söylenen ve güneşten gelen manyetik dalgaların ışık hızında hareket ettiği varsayılırsa herşeyin bir anda olup bitmesi gerekirdi. ne öyle yavaş yavaş patlıyor binalar falan.
kader inancı olmayan bir profesörün* filmin sonlarına doğru kaderci bir havaya bürünmesi biraz din propogandası olmuş gibi geldi bana.
çocuğun yazdığı sayıların ne anlama gelebileceği de zaten daha önce sorulmuş. ben de sormak istiyorum. madem everyone else ölecek o sayılar neyin sayıları olacak?
ayrıca o taşlar da dötünüze girsin. bir söylemediniz onların ne olduğunu.
ağzından ışık saçan ve benzeri atraksiyonları olan yaratıkların melekler oldugunu ve sonunda çocukların götürüldükleri yerin cennet olduğunu tahmin ediyorum. aman celeb elmaya dokunma.
diğer gemilerle dünyadan alınan canlılar da nuh un gemisine göndermedir kanımca.
böyle bir filmdi sonuçta. hoş deyene bişey demem ama ben pek etkilenmedim şahsen.