genelde son yılda edebiyatın tadını iliklerine kadar alan öğrencilere sahip fen edebiyat fakültesi bölümüdür.
bu bölümün insanlar batının ne mal olduğunu, batının, batı olana kadar hangi bedelleri ödediğini iyi bilir. batının şımarık çocuğunun neden yunanistan olduğunu farkeder.. kıyaslamasını yapar düşüncelerinin ve dünya görüşü yeni bir boyut daha kazanır. avrupayı çoğu avrupalıdan daha iyi tanırlar.
her yönden insana artı değerler katan bir bölümdür ingiliz dili ve edebiyatı. mezun olursanız iş probleminiz olmaz genelde. illa da öğretmenlik yapacağım derseniz eğitim fakülteleri size geniş imkanlar sunar, sadece ingiliz dilinin nasıl öğretileceğinin eğitimini verir. fen edebiyattan formasyon alınıp öğretmen olunursa, hem edebiyatın zevkine varırsınız hem öğretmen olursunuz hem de ingilizceye hakimiyet sahanızın olabildiğine geniş olduğunu farkedersiniz.. bir taşla iki kuş. haa öğretmenlik yapmak istemiyorum diyenler için kafasını kullanana iş çoktur, press nine for english çi mi ararsın, editörlük yapanlar mı.. yurt dışına çıkıp bağlantı kuranlar mı ararsın, iş için avrupaya gidip yerleşenler mi.. hepsi buradan mezundur.
ancak okul bitince insanda bir boşluk oluşur; bu boşluğu yüksek lisans ile başlayan akademik kariyer ile devam ettirmek ise öğrencinin dört yılda yaptığı birikimin üzerine inşa ettiği muhteşem yapıyı ince işçilik ile süslemek demektir. çünkü mezuniyet anı geldiğinde öğrenci bilir ki henüz son söz söylenmemiş, bazı şeyler yarım kalmıştır...