şu çılgın türkler

entry150 galeri
    83.
  1. önemli tarihi bilgileri "roman" tadinda veren bir tür tarih kitabi. bu tür tarihi gercekleri romanlastirma girisimi baska konularda yazilmis kitaplarda da mevcuttur. mesela w.f.flicke´nin "kizil kilise" adli kitabi da "su cilgin türkler" gibi gercek bir olayi roman tadinda veren bir kitaptir. churchill´in "ikinci dünya savasi" isimli kitabi da ayni yöntemi yer yer kullanmistir.kitabin "kahramanlik destani" agziyla yazilmis olmasi, türk olmaktan utanan türk devletinin henüz daha tam ele gecirilememesinden rahatsiz olan bazi cevrelerce "düsman kitap" ilan etmelerine sebep olmustur, ama bu kitabin iceriginde verilen sayilar, yazismalar, kisiler o kisilerin konusmalari -ki mesela lloyd george´unkiler- ingiltere´nin o zamanki basbakani- ingiliz meclisi tutanaklarindan alinmistir. kaldi ki mustafa kemal pasayi bir "dahi" diye betimledigi konusma da ayni tutanaklarda halen mevcuttur. ordularin sayilari, silah durumlari, kagni kollari, "kagninin kamyonu yenemeyecegini" söyleyen fransiz franklin bouillion´a kadar bütün bilgiler gercektir.

    bence bu kitabin en dehsetengiz özelligi, bütün olaylari tam kronolojik bir sirayla vermeye calismasidir. bu tür islerle ugrasmayan bilmez- böyle,ayni gün olmus olaylari bile sabah´tan aksama dogru siralamak, cok büyük bir calisma gerektirir. siz o kadar ugrasirsiniz, sonra birisi cikar "sizin su su gün su su saate oturttugunuz su olayi yanlis yere oturtmussunuz, o su su gün ve saatde olmustur." diyiverir. bu konuyu iyi bilen insanlar bizim de cevremizdedir, hepsinin söyledigi sey- kitaptaki sasmaz tarihsel dogruluktur. sakarya savasinin anlatilmasi sirasinda verilen ayrintilar, sasilacak kadar coktur, ve hepsi de dogrudur, o yüzden hickimse bu kitaba öyle fazla yüklenemiyor, isteseler de yapamiyorlar.

    bunun disinda kitap bir romandir, duygusal bir yaklasimla aktarilmis bircok pasaji mevcuttur, ama böyle bir seyi yapmak da herhaldeki yazarin hakkidir. kitabi yazan sahis eger türk milletini överek göklere cikarmak istemisse ,böyle bir sey yapmak da herhalde ki özgürdür. ayrieten kurtulus savasini kazanan o insanlar da övülmeye layik insanlar olsa gerektirler. bence buna karsi cikmak "asagilik kompleksi" icerisinde kivranmakla esdegerdir. adamlar hem dis hem de ic düsmana karsi, hem de 1.dünya savasinin hemen akabinde kendi topraklarinda bir savas verip bu savasi da kazanmislar. aciniz bakiniz, buna benzer tarihte baska bir örnek var miymis?...bulursaniz, turgut özakman´i kinamaya devam ediniz, yok eger bulamiyorsaniz, illa da elestirmis olmak icin, laf üretmekten vazgeciniz, ya da o kitaptaki bilgilerin yanlis oldugunu kanitlayiniz. bunlarin hicbirisini yapamayacaksiniz.

    insanlarin "pozitif" isler yapabilmeleri icin pozitif enerji yüklü olmalari gerekir. bu sahislarin pozitif enerji yüklenmeleri pedagojik olarak, devamli yermek, kötülemek ve asagilamakla mümkün degildir. ancak kendisini "iyi" hisseden adam iyi isler yapabilir, "kötü" hisseden, iyi isler yapamaz. o gücü kendisinde bulamaz. bu "sahsi deger" olayi futbol maclarinda kendisini cok gösteriyor. o kadar müthis bir futbol takimi olan portekiz, yüz kere alman milli takimini yenebilecekken eli ayagina dolasiyor, ve gidip almanlarin düdük takimina yeniliyor (bakiniz portekiz-almanya maci-ben o maci almanya´da seyrettim benim seyrettigim bardaki almanlarin cogu portekiz´i tutuyordu.-), ayni sekilde portekizli insanlarin alman´lara karsi gercekten bir asagilik kompleksi var, aynen de bu sahaya yansiyor- oynayan futbolcular dünyanin en degerli adamlari bile olsalar, o "ruh" gene de orada. iste bu "kötü ruhu" yikmak icin böyle kitaplar arada bir lazim diyorum, türkiye´ye böyle özakman gibi birkac adam lazim. bu "asagilik kompleksiyle bastirilmis ruh" türk insanini mahvediyor- diye düsünüyorum.
    3 ...