belediye seçimleri olur, babanızın desteklemediği ve yeri geldiğinde bunu çekinmeden belirttiği parti gelmiştir göreve. daha geldikleri gibi işlerine gelmeyecek kişilerin yerleri değiştirilir belediyede, başka birimlere kaydırılır. senelerce bu görev yapılır, artık yeni birimin bütün işleri detayına dek öğrenilir. bu süre zarfında belediyedeki kadrolaşmış elemanlar, kendilerine rakip olarak gördüklerine iftiralar atmaya başlarlar, particilikle suçlarlar. işin özünde babanın particilikle falan alakası yoktur, parti başkanının yakın dostu olması sebebiyle bu tür iftiralarla hep karşılaşmıştır. en son yapılacak olan seçimlerde baba, bu kez alenen başka partiyi destekler, ve parti kazanamaz. ve ilk fırsatta kendisine şu anki görevinden alındığını, ve daha düşük mevkide bir pozisyona getirildiği haber verilir. üstelik maaşı da düşecektir.
bu ülkede kim bilir kaç insan bu durumu yaşadı? kim bilir kaçının bakmakla yükümlü olduğu aileleri var? görev değişikliğini geçtim, işten çıkarılan insan sayısı gün be gün artmakta. eve gelirken içindeki sızını yüzündeki gülümsemesiyle ört bas etmeye çalışan babalar, babam. alışkanlık kazanıyoruz git gide bu tablolara, "burası türkiye" deyip geçmeye başlıyoruz bir süre sonra. keşke bu cümleyi içinde çok güzel anlamlar barındıran duruımlar için kurabilseydik. böyle olmamalı.