rüzgâr esiyor, gizemli bir uğultu ile, kırmızı kıyafetiyle bir dişi...
"come away with me" şarkısı çalıyor fonda, elinde bulunan kadehdeki şarapdan daha da al dudakları ile öpüyorken kadehin kıvrımlarını, küçük boyun hareketleriyle saçlarından süzülen o enfes koku sarıyor çevresini...
şöminenin ateşinin ışığı vuruyor beyaz tenine, göz bebekleri büyüyor git gide, kalbinin çarpıntısı şarkının ritmine eş değer...
mağrur ve asil bir şekilde oturuyor koltuğunda ve bacakları üstüste... topuklu ayakkabıları ile...
ağzında beyaz bir gül ile yaklaşıyor yakışıklı erkek, yunan tanrılarını andıran bir asalet ile yaklaşıyor yanına...
sol ayağını sağ ayağının ardına atan erkek, 45 derecelik bir açı ile eğiliyor ve uzatıyor ellerini dişi kişinin ellerine, sağ elini saran kırmızı eldivenini sıyırıyor ellerinden ve parmak uçlarına ılık ve nemli bir öpücük konduruyor...
gözlerini dikiyor gözlerine ve git gide büyüyen gözbebeklerinde kendi siluetini görüyor...
kendinden emin bir ses tonu ile;
"ruhunuzun ruhuma eşlik etmesini ve kokunuzun başımı döndürmesini arzuluyorum... bu dansı bana lutfeder misiniz?" diyor...