hayatı yaşayarak öğrendim ben
ölüme gidip hayatın değerini
acı çekerek sevginin kıymetini
özleyerek sabretmeyi
aldatılarak aldanmamayı
ağladıkça gülmenin değerini öğrendim
gözlerimin içine bakarak sevdim
dedikçe onlar
ben bilirdim aslında başka
amaçları var
ama aldırmadım kendi bildiğimi okudum
sonunda elimde kalan kırılmış umudum
özledim dedikçe
çağırdıkça yanına
gittim üşenmedim yılmadım
oysa ki sevmeye üşendi onlar
bana gelmektense hep çağırdılar
sevmeyi kendimden öğrendim ben
kendi yüreğimde vardı
öylesine işlemiş içime
vazgeçmedim ki hiç sevmekten
sevgiyi her köşe bucakta
beklemekten
yanılmışım diyordum kimi zaman
neden böyleyim diyordum
bu hatalar neden
suç arıyordum kimi zaman
ya kaderde buluyordum
ya kendimde
kimseyi de suçlamıyordum
benim sevgimdi ne de olsa
onları içimde yücelten
hayatı yaşayarak öğrendim ben
ne kitaplardan ne annemden
annemin dizi dibine oturup
"anlat anne" anlat da üzülmeyeyim
demedim
gittiğim geniş ve çalı dolu bir yoldu
bense dikensiz güllere rastlamayı diledim
aslında hayatı her karesinde istedim
iliklerime dolsun
beni öldürsün hatta hüzünden
bir zehir gibi beynime ve kalbime işlesin de
panzehiri her zerremde oluşsun
bırakın
hayat beni istediğince yorsun
gülsün her çabama mutlu olmama dair
bir laf vardır ya hani
son gülen iyi gülecektir. *