14 Nisan'da harp akademileri Komutanlığı'nda yapılan yıllık değerlendirmede Genelkurmay Başkanı ilker Başbuğ'un adını sıkça (6 kez) andığı alman sosyolog.
Asıl adı Maximilian Carl Emil Weber. 21 Nisan 1864'te Almanya'nın erfurt kentinde doğdu. Babası Sir Max Weber liberal bir politikacı, annesi Helene Fallenstein ise ılımlı bir protestandı.
Kendini politikaya adamış olan Sir Weber'in yedi çocuğundan en büyüğü olan Max'ın politikayla ilgilenmekten başka çaresi yoktu; henüz 12 yaşındayken babası Noel hediyesi olarak "Alman Tarihi Hakkında / imparator ve papa'ya atıflarla" ve "Konstantin'den Kavimler Göçü'ne, Roma imparatorluğu" adlı iki tarihi metin almıştı.
14'üne geldiğinde ise Cicero'yu, Kant'ı, Spinoza'yı alıntıladığı mektuplar yazıyordu.
18 yaşındayken Heidelberg Üniversitesi'nde bir hukuk öğrencisiydi. Mezuniyetinin ardından eğitimcilik kariyerine Berlin Üniversitesi'nde başlayıp Freiburg, Heidelberg ve Münih Üniversiteleri'nde devam etti.
"Ortaçağ işletme Organizasyonları tarihi" adlı doktora tezinden sonra çağının sosyal politikalarına yöneldi. Alman Ekonomistler Birliği'ne kaydoldu, burada sosyal problemlerin birçoğunun ekonomi ile çözümlenebileceği fikri üzerine çalışmalar yaptı. Protestan Sosyal Kongresi'ne katılmasıyla aktif siyasete de girmiş oldu.
1893'te yaşamını kuzeni Marianne Schnitger ile birleştirdi. 1890'ları oldukça verimli geçiren Weber, 1898 - 1902 arasında nerdeyse tek bir sayfa yazmadı. 1903'e gelindiğindeyse üniversitedeki görevinden istifa etti.
Aslında bu kararı onu bugün Türkiye Genelkurmay Başkanı'Nın kendisini anmasına neden olan ününe kavuşturacak kitabını yayımlamaya götürecekti. 1904'te bazı makalelerini bir dergide basmaya başladı, en ünlü çalışması "Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu" da bu şekilde ortaya çıktı.
Çalışma; dinin, doğu ve batı kültürlerinin gelişmesindeki faktörlerden biri olduğunu, Batı'da kapitalizm ve bürokrasinin doğuşunda Protastanlığın etkisini anlatıyordu. Buna göre bir din, toplumun ekonomik yapısını doğrudan etkileyebilirdi.
Protestan, özellikle de Kalvinist inancın Avrupa ve ABD'deki ekonomik sistemi şekillendirdiğini iddia etti. Tezini, Avrupa'nın ekonomik merkezinin reform'dan sonra Fransa, ispanya ve italya gibi Katolik ülkelerden, ingiltere, Almanya, Hollanda gibi Protestan ülkelere kayması üzerine kurdu. Çünkü Katoliklik, kar arzusuna karşı çıkıyordu. Oysa Protestanlık, ekonomik kazanç arayışını teşvik ediyordu.
"Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhu" Weber hayattayken kitap olarak basılan tek eseri oldu. Daha sonra feminist yazar olarak ün kazanacak olan eşi Schnitger, Weber'in ölümünden sonra makalelerini toplayıp, kitaplaştırdı.
Weber; hukukçu, politikacı, akademisyen, ekonomik politika uzmanı gibi sıfatlarının yanında modern sosyolojinin kurucularınden biri olarak da (diğeri emile durkheim ve Karl Marx) iz bıraktı tarihte.
Weber'in çalışmalarını yoğunlaştırdığı konular; dini görüşlerin ekonomik faaliyetler üzerindeki etkisi, dini inançlarla sosyal katmanlar arasındaki ilişki ve Batı medeniyetinin karakteristiğiydi.
Temel konularından biri de din sosyolojisiydi. Judaizm , Hindistan ile Çin';de kadim dinler üzerine makaleler kaleme aldı. Niyeti bütün dinleri araştırmaktı ama ömrü vefa etmedi.
1907 yılından sonra geçimini babasından kalan miras ile sağladı. 1912'de sosyal demokratlar ve liberalleri birleştiren bir sol parti kurmayı denediyse de başarılı olamadı.
1. Dünya Savaşı'Nın sonunda, Versailles Antlaşması'na katılan Alman Ateşkes Komisyonu'na danışmanlık yaptı ve Weimar Anayasası'nın hazırlanmasına katkıda bulundu. Anayasa'Nın 48. maddesinin Hitler'in diktatörlüğünü güçlendireceğine inananlar, Weber'in Alman siyasetine etkisini hep tartıştı.
Bu dönemde yeniden üniversiteye döndü, Münih'te Almanya'nın ilk sosyoloji üniversitesini kurdu. 1920'de, siyaset hayatı sağcıların kışkırtmaları sonucunda son bulduktan kısa bir süre sonra, 14 Haziran'da zatürreden öldü. (20.04.09, Milliyet,Miraç Zeynep Özkartal)