sanat-ı sinemada "kesişen hayatlar" konsepti benim için ısrarla ve hala en ilgi çekici olanıdır. yönetmen de fatih akın...kaçar mı? kaçmamalı! ama kaçıyordu az kalsın. çok uğraştım bu filmi sinemada izleyebilmek için.
once upon a time we were soldiers'lı zamanlardı. seans tutturamamak, çarşı üstüne çarşı kitlenmesi, para yetişmemesi falan filan bi ton zevzeklikten sonra erdim muradıma, suni bir mall'da.
"ey nickless, filmi nasıl bilirdin?" diye sorarsam kendi kendime, ki kendi kendime arada sırada sorarım böyle, "bitimsiz" diye cevaplarım. hatırlıyor musun son sahneyi; hani deniz, sandal ve sessizlik? hani afiştede de vardı?
tam da o sahneden başlayarak işte, sürekli başka hayatlar eklenecek bu filme.
ya da bir başka deyişle, eklemesini bilene.