bazen olur ya hani*, insanları içine alan o müthiş koşuşturmacanın sadece önemsiz bir seyircisi gibi hissetmeye başlarsın kendini. sevgilisinden ayrılanlar, arkadaşıyla küsüp barışanlar, okulu bitirenler, össyi kazanamayanlar, yeni birileriyle tanışanlar, keman çalmayı öğrenenler... durup bir düşünürsün, iyi de ben neresindeyim bu çarkın dersin, ait hissedemezsin kendini hiçbir yere. ne yapacağını bilmezsin, ne yapmak istediğini de. en önemlisi ne için yaşadığını bilmezsin. bu amaçsızlık giderek içine çeker seni, boğar. geçen dakikalar daha da zorlaştırır nefes almanı. hep bir sonraki anın gelmesini bekleyerek yaşamaya başlarsın, ama bir sonraki an hiç bir şeyi değiştirmeyecektir hayatında. peki neresindeyim ben bu çarkın dersin bir daha. kim farkedecekti benim yokluğumu, kimin hayatı etkilenecekti? nesi eksik kalacaktı bu koşuşturmacanın? ne değişecekti ben olm-*