tc kanunlarının kendi ahlaklarına göre düzenlenmesi gerektiğini iddia eden insanların işi olabilir bu eylem.
ahlak toplumda, bireyden bireye çeşitlilik gösterebilir. devletin işi bu çeşitliliğe saygı duymaktır.
tc devleti kanunları genel teamüllere ya da olmayan toplumsal ahlak kurallarına göre düzenlenmez. yalan söylemek de ahlaka mugayır bir davranıştır. ancak ne tazminatla ne de hapisle cezalandırılabilir.
bunların hepsinden önce şunu fark edin: başörtüsü türkiye cumhuriyetinin genel ahlakı, teamülü, kabulu değildir. takanı vardır takmayanı vardır. kabul edeni vardır etmeyeni vardır. seküler devlet edene de etmeyene yaklaştığından farklı yaklaşamaz. ha sizin inancınızın gereğiyse biz kanunları değiştirelim diyemez. derse siyasi, dini simge takmak isteyen herkese izin vermek zorundadır. bunu yapacak olursa kamu kuruluşlarında devletin yurttaşlara adil davranmadığı şüphesi oluşabilir.
nasıl olur bu şüphe?
üniversite'de türbanlı bir öğretim üyesi, sınıftaki türbanlı öğrencilere hak ettiğinden yüksek not verebilir. türban karşıtı bir öğretim üyesi de hak ettiği notu veremeyebilir. bunlar yaşanmasa dahi türbanlı ve türbansız öğrenciler arasında böyle bir şüphe vuku bulabilir. bu da devletin yurttaşlarına eşit yaklaşması ilkesiyle çelişir. yurttaşın gözünde devleti taraflı bir mevkiye getirebilir. çünkü orada o öğretim üyesi devleti temsil etmektedir.
bundan daha vahim olaylar mahkemelerde de gerçekleşebilir.
belirli bir noktadan sonra devletin saygınlığı iki taraf için de zedelenir ve toplumda gruplaşmalar başgösterir.