bir dakika için romantizmden çıkmamız gerekiyor şimdi. hiç hoşuma gitmiyor sisli dünyanın şiirsel anlatımından çıkmak, kendimi çıplak gibi hissediyorum, ama daha ileriye bir adım atacaksak bir dakika için yüzü asık ve akademik ağızlı çok övülen realist insanlar gibi büyük ve tuhaf konuşalım biraz.
güzel sözlerle büyüttüler bizleri. güzel kızım, yakışıklı oğlum benim diyerek delirttiler, kandırdılar bizi. ağlarsak meme verilir sandırdılar, bu yüzden bütün erkekler ağlıyor şimdi; kızları ise güçlü ve içine kapanık olmaya alıştırdılar, bu yüzdendir ki bütün kadınlar güç şimdi. "oyyy amann ne cicisin sen öyle oyyy" diyerek çocuk ağızla konuştular bizimle, "abu gubi dudi" diyerek küçük burunlarımızı sıktılar, yanaklarımızdan ısırdılar, annelerimiz kışın sokakta oynamamıza izin vermedi; bu yüzden gerçek soğuğu ve kara karın ağırlığını yüreklerimizde hiç bilemedik.
dünya hiçbir zaman kirli olmadı, dünya hiçbir zaman iyilik dolu da olmadı. dünyanın her zaman içi geçmişti, dünya çok güzel giysiler giyen ve yeri geldiğinde bir şarkı patlatan ağzı bozuk bir alkolikti, sıkıntıdan içiyordu, çok güzel ve çok çirkin olduğu için içiyordu. saman yolunun sol şeridinde ne de güzel içi bayılmıştı, anlatacak ne çok güzel şey vardı; intikam vardı, kaos vardı, kızıl yapraklar ve belediye park havuzlarında yüzen ölü sinekler..
ama bize gerçeği anlatmadılar, bizi gerçeklerle büyütmediler.. neye saldıracağımızı şaşırmamıza neden oldular. kimden şüphe edeceğimizi bilemez yaptılar, üstelik bize o yalanları palavraları sıkan ailelerimizi candan can bilip sevmeye devam da ettik.. ne kendimizi bilmezlik ama!
dünya.. o hiç kirli değildi ki. hiç kirlenmedi.
avlananları ve avlanmış kan kokan leşleriyle çok güzeldi. sonra midemiz kaldıramadı kustuk. kusmuklardan koca koca kitaplar yazdık, sonra onları okuyan diğer insanlar da kustu.