Genelde piknikte bile çalışan kızlar öss'yi kazanır. Çalışan bu kızı görenler de genelde ona karşı kin duyarlar. Onla dalga geçerler. Hiç düşünmezler; bana ne oluyor, dünyada o kadar saçmalık varken bu kızın piknikte çalışmasını neden bu kadar eleştiriyorum. Kaldı ki, bu kız kazanamasa bile en azından uğraşmıştır. Aslında eleştirenlerin bilinç altlarında bir rahatsızlık vardır. Kendilerinin de ÖSS için çalışması gerektiğini bilirler, bundan dolayı bu kızı görünce rahatsız olurlar. Kendileri o anda ÖSS'ye hazırlanmasa bile o aşamalardan geçmiştir veya benzer başka bir aşamadan geçmektedir. Kendileri ile yüzleşeceklerine, kıza laf atmayı tercih ederler. Ne de olsa bu çok daha kolay bir yöntemdir.
Bir de olaya ders çalışan kız açısından bakmak gerekir. Arkadaşlarla gidilen bir piknikte ders çalışmak pek doğru sayılmaz, arkadaşlarla gidilen pikniğin doğasına aykırıdır. Fakat ne var ki, insanın ömrünü bitiren, kesinlikle olmaması gereken bir sınav vardır önünde. Bu sınav hayatını ciddi şekilde etkileyecektir. Bu durumda kızın sınavı fazla önemseyip, pikniğe kitaplarını getirmesini mazur görmek gerekir. Bu sınav ne yazık ki, kızımızın aklından çıkmamaktadır. Bu durumda fırlatacağımız okların yönünü kızdan, ÖSS'yi yaratan sisteme çevirmemiz gerekir. Kızın bu olayda mağdur olan taraf olduğunu anlamalıyız.
Bir de arkadaşlarla gidilmeyen, sessiz, doğa ile iç içe bir piknik ortamı düşünelim. Bu durumda şehrin kalabalığında evde çalışmaktansa, elbette piknikte çalışmak çok daha anlamlı ve zevklidir. Piknikte ÖSS testi çözen kız, evde odasına kapanıp ÖSS testi çözen kızdan daha şanslıdır.