Mahsun Kirmizigül birden fazla konuyu ele almak istemis, ama hizli gecistirmelerle, bunlarin detayina inmeyerek, "herkesin agzina bir kasik bal calarak " bir film cekmis.
Öncelikle film Kürt sorunu hakkinda tek söz etmemis. Savasin nedenleri hakkinda bilgiler edinemedik. Kardes kavgasinin cözümü kuslarla, böceklerle olmaz, fazla ütopyaci bir yaklasim olmus. Bu sorunlar cuntacilarin, devletin sisteminden kaynaklanan sorunlardir.
Köylerden cikarilan, sürülen köylülerin durumunu anlatmak istemis. Ama tirsmis Mahsun Kirmizigül. Gercegi anlatamamis. Köylülerin nasil köylerinden uzaklastirildigini, köylerin yakilarak, köylüleri gurbet ellere attiklarini aciklayamamis net olarak. Eger orada devlet köylülere 6 ay boyunca yalvarsaydi, yakarsaydi, rica etseydi ne olaylar olurdu, ne de Mahsun'un böyle bir film yapmasina gerek kalirdi. Biraz gercekleri anlatmaktan cekinmeyelim. Eger olaylarin ic yüzünü bilmiyorsan arastir, sor, milletin düsüncelerini, hikayelerini dinle. Kendi kafanda yarattigin ütopik hikayeyi gercekmis diyerek, herkesin suyuna giderek anlatma.
Gelelim Norvec meselesine. Mültecilerin ne kadar zorluk cektikleri, ne sartlar altinda yasamak zorunda kaldiklarini merak edenler olaylari arastirsinlar, bilgilensinler.
Escinsellik konusuna gönderme yapmis ama sonundaki sahne olmamis. Kardesini her firsatta döven, onu o yollara atmak icin tesvik eden bir abinin sonunda kardesini öldürmesi ve " sucsuz " olarak gösterilebilmesi icin "gardasim" diye aglamasi fazla ajitasyona giriyor.
Ben her ne kadar Mahsun Kirmizigül hakkindaki önyargilarimi bir kenara birakip, filmi izlemeye calissam da, yine kendisinin yaptigi popülizmi gördüm. Zamaninda Ahmet Kaya'ya sindirme politikalari yapildiginda, Mahsun en baslar da yer aliyordu. Köyler bosaltilirken, yakilirken sessiz kalip, " alem buysa kral benim " tarzinda narsist sarkilar söyleyip, egosunu tatmin edebilmek icin ülke sorunlarina kafa yormaktansa Ibrahim tatlises ile sidik yarismasina giren birisinden böyle bir film beklenir zaten.