devletin insanca yaşam koşullarını sağlaması, temel gereksinimleri karşılaması gerekir. maddi durumu yeterli olmayan öğrencilerin cemaatlerin imkanlarından faydalandıkları ortadadır. sınırsız sermaye cemaat değil, başka yerde olsaydı öğrenciler o alanlara kayabilirdi.
her türlü imkan sağlandığı düşünüldüğünde cemaat kültüründe yetişenlerin de oraya laf söyletmeyeceği aşikardır. karar verilmesi gereken ise özgürlüğü ne kadar feda edebileceğimizdir. özgürlük kaçıncı plandadır? hayata bakış açısı nedir? 4 duvar arasında yaşayan ve hayatı sorgulamayan bir insan için aslında bunların çok da önemi yoktur.
ancak! özgürlük ve dünyayı geniş bir bakış açısıyla tanımanın bazıları için neden önemi yoktur? kanımca öğrencilerin küçük yaşlarda bu cemaatlerle ilişkide olması hangi düşüncede olunursa olunsun sorgulanmalıdır. çünkü küçük yaştan alıp bir çocuğu istediğin kıvama getirip sonradan e demokrasi işte, halk bunu istiyor demek açıkça onursuzluktur, kurnazlıktır.
ergenlikte kimlik bunalımlarıyla uğraşan bir çocuğa hayatında yolunu bulması için yardımcı olmak başkadır, onu yönlendirmek başkadır.
yardım konusuna gelirsek şunlar sorgulanabilir:
insanlara yardım etmenin gerçek amacı nedir?
yardımın maddi kaynakları nereden gelmektedir?
bu yardımlar sadaka kültürünü toplumda yerleştirir mi?
yardım karşılığında o insandan hiçbir şey beklenmemekte midir?
bu yardımlar gerçekten saf duygularla mı yapılmaktadır?
hiçbir şey beklenmese de o insan yardım aldığı yere kendini borçlu hissetmez mi?
diğer soruları bilmem ama, ne olursa olsun o insanlar kendilerini borçlu hissedeceklerdir ve cemaatle ilişkileri bitse de siyasi olarak kendilerini cemaatin desteklediği partiye yakın göreceklerdir. tabi cemaatin desteklediği kimdir, kim karar verir?
cevabı uzaklarda arayın, evet. abd karar verir. entry'ye bi bkz:#4760695 daha uzunları da var konuyla ilgili de okuyan olmaz, biliyorum.
sonuçta tarih deniz feneri gibi geceyi aydınlatırken, bu soruların cevabını şimdi bilmeyenler için gelecekte yanıtları gösterecektir.