yeni yıl...yepyeni bir yıla girerken yalnızlık daha bir vurur belden aşağı. aslında yalnız olan sen değilsindir ama için bir yalnızdır, ihtiyaç duyarsın bir çift küçük ele.
canlı müzik yaparsın; ya da bir mini konserde davulcusundur.sahneden inersin, diğer grup elemanları kendilerini tebrik edenlere ayrı, sevgililerine daha bir ayrı sarıldığı vakit baget tutmaktan ağrıyan parmaklarınıza dolanmış bir çift ince parmak en fazla ihtiyaç duyulanlar arasındadır.
bir göle nazır mızıka çaldıktan sonra çıkan sesi dinleyen tek kişinin kendin olduğunu anladığın anlardır bir küçük kıza ihtiyaç duyduğun andır.
ölüme bir adım daha yaklaştığını hissedersin, sebep çeşit çeşittir.beynindeki yıkımların sayısı artçı sarsıntılardan daha fazladır. acıtan her şeyi söküp atmak istersin içinden. ama seni sen bile kaldıramazsın. yüzüstü yatarsın, hiç olmayacağını bildiğin bir anda seni seven birisinin gelip seni kaldırmasını beklersin. olmayacaktır, ama genede beklersin işte, ne de olsa gönül bu, ister.
en enteresanı da kurduğun hayallerin bitmesine yakın bir anda gelmesini umut edersin gelmesini o en sevgilinin. olmayacak bir şeydir, ama dersin, olur ya diye. beklersin, işte o anlar ihtiyacın sevgili olur; hava, su, kan, ruh...hepsi boş gelir.