eskiden köylerde köy odaları olurmuş. bu odalarda köye gelen misafirler kalırlarmış. bu odalarda kalan misafirlere köylü sırayla yemek getirirmiş. demem o ki bizim köye gelen hiç ama hiç kimse, katil de olsa, hırsız da olsa, arsız da olsa aç kalmazmış. üstüne örtülecek bir yorgan her daim bulurmuş.
hal böyleyken keşke köylü kültürü siyaset ve ekonomiye hakim olsa.
ben gitmiş idim de böyyük şehire (istanbul) sabaha bir kaç saat kalmıştı. dedim gidecek yer yok camiye gireyim kıçım dondu soğuktan, demiş idim ki; baktım caminin kapıları kilitli.
keşke lan bizim köyün kültürü istanbul' un sosyo ekonomisine sirayet edeydi.
kıçım donmaz idi sabahın ayazında. gerisi de zerre sikimde olmazdı.
düdüt: ha bu arada, bizim köyde artık köy odası yok. televizyon diye bir meret geldi evlere, insanların ne kadar şerefsiz olduğunu anlattı durdu sabah akşam. bizimkiler de kapattılar odayı. ama yine de cami sabaha kadar açıktır. sobası da var odunu da çok şükür.