boy a, tam anlamıyla ıngiliz sinemasının kendini aklaması olarak kabul edilebilir.. hele hele harry potter ile giderek yükselen ıngiliz sineması artık final sınavını vermiştir desek, az bile gelir.. bafta televizyon ödülleri'08' de 7 adaylıkla giren film 4 ödülle çıkmıştır..
bunları geçip konuya gelecek olursak aslında çok klasik bir konu olan "kişisel hesaplaşma"yı işliyor, lakin gayet ilginç bir konuyla; çocukken işlediği cinayetin ardından hapis yatan jack'in hapisten çıktıktan sonra kendisine bir hayat kurmaya çalışmasını, yer yer geri dönüşlerle, anlatıyor..
jack'in, özellikle kız arkadaşına gerçeği söyleyip söylememekteki tereddütü insanda empati uyandıracak cinsten.. ve bir kaza sonrası küçük kızın hayatını kurtarıp kahraman ilan edildiği ofisindeki insanlar ciddi anlamda toplumsal eleştiri.. hani fıkrada geçer ya, aslanı öldürünce kahraman olan adamın yahudi olduğunu öğrenen alman gazetelerinin "cani adam" diye manşet atması; işte jack'in başına gelen de bu oluyor tam anlamıyla..
ınsanın hayatında dibe vurması olasıdır, ancak dibe vurduktan sonra tekrar yukarı çıkmayı da herkes beceremez.. jack ise iki kategoriye de girmiyor.. zira onun durumu farklı, onun hayatı pamuk ipliğine bağlı; internetteki ilanı gören herhangi biri tesadüfen o'nu sokakta görse kurduğu tüm düzen yıkılabilirdi.. o da bunun bilincinde olarak hayata çok sarılmadı ilk başlarda, seyirci de bu fikre alışır gibi olurken film hız kazandı, jack'in hayatına giren arkadaşları, sevgilisi oldu.. herşey yolunda giderken de bir sabah gelen telefonla film, ki burada vurgulamazsak olmaz telefon sahnesinden önceki sahnedeki "rüya" cidden çok etkileyici, değişik bir yol alıyor ve aldığı o yolda da bir bilinmeze giderek bitiyor.. yani jack'in iki kategoriye girmemesinin sebebi ikisinde de bulunmuş olması, yani kendi eliyle yüzeye çıkması ve başkası yüzünden de batması..
film gerçek anlamda "hesaplaşma"ya dayalı; kişinin kendisiyle hesaplaşması, baba - oğul hesaplaşması, toplum vicdanı hesaplaşması, adaletin hesaplaşması.. ızlerken kendi kendinize "ben olsaydım" diye defalarca sormanız gereken soruları yönelten film, gerçekten başarı gösteriyor ve sonunda insanı düşüncelere itiyor..