the island of dr moreau

entry10 galeri
    6.
  1. h. g. wells'in aynı isimli romanından uyarlanan marlon brando'lu, val kilmer'li film felsefeden hukuka, ahlaktan dine her konuyu sorgulatıyor.

    bir gazetecinin geçirdiği gemi kazasının akabinde kurtarıldığı adam tarafından getirildiği adada yaşadıklarının anlatıldığı filmde, cırt cırtı icat ettiği için nobel ödülü alan dr. moreau'nun 17 yılını verdiği adada yaptığı deneyleri ve sonucunda ortaya çıkan insan - hayvan kırması yaratıklar anlatılıyor.

    gazetecinin adada bir gariplik olduğunu fark etmesi uzun sürmüyor, zaten hemen sonra da dr. moreau ile tanışıyor, istemese de, ve onun ağzından ne yapmaya çalıştığını öğreniyor; "mükemmel yaratık" formunu bulmak için hayvanlara insan dnası enjekte eden moreau mükemmele çok yaklaştığını söyleyerek örnek olarak kızını gösteriyor; bir kediden "evrilen" ve tam anlamıyla bir insana benzeyen kızını...

    ancak bir sorun vardır; hayvan - insanlar sorgulamaya başlamışlardır!

    önce ilk yasa "öldürmeyeceksin" çiğnenir, sonra "su içmeyeceksin" ve "iki ayakta duracaksın"...

    ve devamında olanlar, kavgalar, delirmeler ve her şey bize ütopik toplumu sorgulatıyor; mükemmeli nasıl bulabiliriz ki?

    katı yasalar ve istenmeyen kurallarla mı?

    filmin en çarpıcı sahnesi ise, sanırım pek çok izleyen de benim gibi düşünecektir, yaratıkların "baba"larına sordukları "biz neyiz baba?" sorusunun olduğu sahnedir; ki filmin dönüm noktası da orasıdır.

    son ise beklendiği gibi geliyor, ancak son sahnedeki diyaloglar da çok önemli, filmin hemen hemen çoğu yerindeki gibi... ancak daha önce okuduğum bir kitapla aşırı benzerliği dikkatimi çekti; sineklerin tanrısı! ıkisi de mükemmeli arayan ütopik toplumlar tasarlamayı konu edinmişlerdi; tek fark bunu biri bilimi alet ederek yapmaya çalıştı, diğeri ise ahlakı...

    sonuç olarak şunu diyebiliriz ki; zorlama kanunlarla tepeden inme bir şekilde toplum kurulamaz. hele hele doğaya müdahele ederek hiç kurulamaz!
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük