etik yahut insani bulsak da bulmasak da gerçekliğini yadsımamız mümkün görünmüyor.
spencer'e göre toplumlar da tıpkı bireyler gibi evrim geçirirler. toplumlar bu teoriye göre her konuda serbest bırakılmalı, algılama , kültür, yaşam tarzı, tecrübeleri, zeka seviyeleri mantık yapılarına göre kendi karalarını kendileri vermelidirler. bunun sonucu olarak güçlü toplumlar ayakta kalmalı güçsüz toplumlar ve hatta ırklar yok olmalıdırlar. bu durumda yok olmaya mahkum toplumlara dışardan asla destek verilmemelidir çünkü o toplum yada toplumdaki o sınıf evrim teorisine göre yok olması gereken bir toplumdur, yardım edilmesi ancak onların çektiği işkenceyi artıracaktır. aslında kökünde faşizm ve neoliberalizm yatan bu düşünce 19. yüzyılda binlerce afrikalı zencinin köleleştirilmesini ve ahlaki sayılması için kullanılan bir kılıftır.
sosyal evrim teorisine göre anglosaksonlar başta olmak üzere tüm avrupa halkları evrim sürecinde başarılıdır afrikalı, asyalı, ortadoğulu ırklar ise bu sürecin dışında kalmış yaşama yetisi çok az olan gelişmemiş toplumlardır.
esasen şuan itibariyle afrikadaki kabile savaşlarına, insanların birbirlerini çoluk çocuk öldürmelerine, ırak'ta aynı kana, aynı dine mensup insanların birbirlerini katletmelerine, bağnazlıklarına ,dogmalarına, mantık yerine duygularıyla hareket etmelerine bakıldığı durumda çokta haksız sayılmaz. zaten tüm sami ırklarının ortak özelliğidir. çabuk kandırılır, çabuk galeyana gelir ve yaşama kabiliyetlerini düşürürler.
büyük balık küçük balığı yutar mantığı nedeni ile oldukça acımasız bulunmuştur. ancak sosyal darwinizm esasında ezici birey olmayı değil, ezilmemeyi öğütler. ancak ve ancak evrim de yukarı tırmanabilenlerin yaşam şanslarını artıracağını söyler.
sosyal darwinist uyarlamanın temelinde darwinizm yattığı için acımasız bir ideolojiden bahsetmek mümkün değildir. zira bu bir ideoloji değil, bilimsel ve sosyalojik bir savdır. ayrıca darwin dövüş ringi spikerleri gibi meydana çıkıp "güçlü olan ayakta kalsın" diyerekten canlıları kavgaya falan itmemekle birlikte sadece doğal olanı, olmakta olanı işaret etmiş ve hayat güdülerini yükseltmeye teşvik etmiştir. sosyal darwinizm ve darwinizmin acımasızlığa ve eziciliğe ve savaşa kışkırtır olması da bilinçsizce son derece bodoslama yapılmış komik bir yorumdur.
yani, herbert yahut darwin amca hiç bir zaman bir kaplanı koltuğunun altına alarak, karşıda semiren ceylana karşı " git şu hayvanı acımasızca ez, .mına koy onun, güçlü olan ayakta kalır kaplan efendiii aklını başına devşir, hadi bakıyım görüyüm seni aslanım" dememiş hele hele bu yönde kaplanı harici silahlarla ve techizatlarla kuşatarak ceylanın üzerine salmamıştır. böyle olsa dünyada ceylan kalmazdı hamınıyim ya da zenci mi demeliydim.