öncelikle; (bkz: dincilerin 24 saati)
not: konu biraz farklı olduğu için müslüman kavramı üzerinden gideceğim.
dünya kendi ekseni etrafında bir tur dönmekle meşgulken,
bir müslümanın ne ile meşguldur, aklından neler geçer, neler yapar?
müslümanın da hepimiz gibi bir insan olduğunu düşünürsek,
tüm günü, aklına getirebilecek kadar cesursa,
ölümden korkarak geçer.
bunun için bir tanrısı vardır, ve o tanrı, bu insana, sen asla yok olmayacaksın demiştir.
"asla yok olmayacaksın, lakin ya sonsuz ceza ya da sonsuz ödül alacaksın!"
bu insan bu gazla tüm gününü/ömrünü tanrının emirlerini yerine getirmeye adar.
aslında tanrısının bir çıkarı ya da beklentisi yoktur.
müslümanların tanrısının şöyle bir çelişkisi vardır;
allah'ın ibadete ihtiyacı yoktur,
lakin kulların ibatede ihtiyacı vardır.
neden mi?
bireysel bir orgasm hali.
ruhu coşturmak, ölüm korkusuna künde vurmak, sonsuz varolmayı tatmak;
ancak yaratıcıya inanmak, ona yalvarmak ve ibadet etmekle mümkündür.
bu yüzden günde 5 kere göğe yükseldiklerini sanarak kafalarını yere koyarlar.
birbirlerine iyilik yaptıkları zaman, "allah razı olsun!" derler.
allah'ları olmadığı zaman, teşekkür edemezler, ve bu sebeple birbirlerine iyilik yapamazlar.
oruç tutarak açların halinden anlamaya, nefslerini dizginlemeye çalışırlar,
365 günün 30 günü,
bireysel orgasmlarını yaşar,
sonra açın halini unutur, 'tok yatarlar'.
bir müslüman 24 saatinde çok fazla şey yaşamaz,
şükreder,
yemek yer,
şükreder,
sıçar,
şükreder,
uyur.
hantaldır,
"allah'ım sen yardım et!" der,
bekler,
"allah'ım sen koru!" der,
bekler,
"allah'ım sen yol göster!" der,
bekler.
bekleme, şükretme, orgasm haliyle birleşen ölüm korkusu ve cehennem korkusu,
onun başını yerden kaldırmadan ölmesine sebebiyet verir.