uuserlardan denemeler

entry106 galeri
    75.
  1. Periler

    Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde, sisli beyaz bir günde, güneşin yıprandığı bu şehirde, çeşitli anlamlar içinde, bazı yok oluşlar peşinde, bir kız varmış bulutların ardından gitmek isteyen, her nereye gidiyorlarsa, sormadan, usanmadan, takip etmek isteyen.
    Aynı evvel zamanın içinde, aynı kalbur zamanın içinde, aynı sisli beyaz günde, sıradanlıkların kıstırdığı, mutluluğun çok uzaklarda kayıp bir kasaba olduğu bir dünyada, bir oğlan bakmış penceresinden hatıralarına, hediye edilmiş kırgınlıklarına, dibi olmayan kuyusuna bir taş atmış bir ses duyar belki diye.
    Evvel zaman içinde yürümüş kız daracık sokakları, aramış bir mutluluk tohumu, ekmek için kurak yüzünden,kurak suratından kahverengi olmuş bahçesine, dört mevsimden çok azını görmüş kız, kız bir şey bekliyormuş, küçük kız..
    Evvel zaman içinde düşünmüş oğlan neredeyim ben diye, ait miyim bu toprağa diye sormuş kendine, cevaplar saklanıyormuş umursamazca, cevaplar kaçıyormuş unutulmuş diyarlara, hiç bulunmamak üzere.
    Yedi gün sonra, yedi deniz, yedi güneş sonra, kız sabahın yedisinde doğuya bakmış, bir ışık görmüş, güneşin doğduğu yerdeymiş ama güneşten değilmiş, ışık herkesin göremediği bir ışıkmış, ışık kıza armağan etmiş peri kanatlarını, kız bir periye dönüşmüş, her türlü çiçek kokan, bembeyaz, katıksız bir güzellik...
    Yedi gece sonra, yedi gökyüzü, yedi mehtap sonra, oğlan bakmış batıya, dalgalar görmüş, yıldızlar görmüş, geçmişi yansıtan geleceği görmüş, gözleri kamaşırken bulmuş kanatlarını, mutluluğu arayan bir gezgine dönmüş.
    Peri ve gezgin deniz kokan bir akşamda, dolunayın tam hizasında karşılaşmışlar, kelimeler yokmuş o gece, kelimeler unutulmuşlar.
    Peri ve gezgin birbirlerine bakmışlar, aylar geçmiş, yıllar geçmiş, ikisi de fark etmemiş, birbirlerini düşünmekten kendilerini unutmuşlar, hiç bitmeyen karanlıkta parlayan bir alev olmuşlar.
    Peri ve gezgin ayın üzerine yatmışlar, hiçbir insana ihtiyaç duymamışlar, ne kadar gerçek ne kadar hayal bilmeden, bütün evrene inanmışlar.
    Bir fırtına kopmuş sessizce, yaşayan bütün varlıkların üstünde, göz yaşları birbirine karışmış, yokuş olmuş her taraf, her taraf yokuş olmuş, mutluluk denen şey aslında hiç mi yokmuş?
    Bir kara bulut kaplamış dünyanın üstünü, hiç tanışmamış peri ve gezgin, yalnızca bir gece birbirlerinin hayalinde bulunmuşlar, kopan fırtına uyanmalarıymış bir sabah bu güzelim rüyadan.
    Gezgin bütün gece ağlamış, o ne kadar güzel bir rüyaymış. Neden orada kalamamış? Sevmiyormuş artık hiçbir şeyi, tek istediği ulaşmakmış perisine, tek isteği ölümsüz olmakmış.
    Peri uçmaya devam etmiş, en yüksek tepede, en alçak çukurda gezgini aramış, en karanlık gecede, en aydınlık gündüzde, hiç uyumamış. Tek hayali, tek hayali varmış.
    Evvel zaman içinde, kalbur zaman içimde, o gece olanlar bütün dünyayı değiştirecekmiş.
    Aynı dolunayda, aynı deniz kokan akşamda, aynılıkların kaybolacağı bir geceymiş o gece.
    Gezgin intihar etmek için aya çıkmış, peri ise aramaktan yorulmuş, dinlenmek için aya çıkmış.
    Gözleri birbirine değmiş bir anda, yaşamaya değmiş o ana kadar, beklemeye, kurtulmaya değmiş.
    Peri ve gezgin bir mutluluk yaratmışlar, en baştan hayal kurmuşlar.
    Sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük