türkan saylan hanımefendi'nin hastalığı nedeniyle gördüğü tedaviden dolayı saçları dökülmüştür, kendisi başına bir eşarp geçirerek zarif ve çağdaş görüntüsünü sürdürmeye çalışmaktadır.
ama bazı ahmaklar buradan bile bir kılçıklık çıkartma arayışı içindedirler.
baş örtüsü de taksa kime nedir? türk analarının yüzyıllardır başlarına taktıkları "al yazma" dan kime ne? buna kimse ses etmiyor zira.
ancak, arap aşığı bazılarının araplardan devşirdiği son derece erotik türban veyahut sıkmabaş tabir edilen garip giysi bir başka. perdelerde veyahut yorganlarda kullanılan cinsten en parlak (full polyester) saten kumaşları başa örtmek ve bu örtüyü latexe kaçan sivri burun topuklu çizmelerle ve dahi saten gömleklerle tamamlamak, yuhh be kardeşim playboy film setinden mi kaçtınız dedirtiyor insana.
dinimiz emrediyor , biz kadınız oramızı buramızı göstermemiz lazım, zinhar tek tel kılımız gözükse cehennemde yanarız diyen bunlar ve şürekalarıyla hasta başına hoş bir eşarp saran cumhuriyet kadınını şimdi bir mi tutacağız.
bu saten erotizmi yaratanlar belki erkeklerin gözünü kıllarına bakmaktan koruyor ancak erotizme de tavan yaptırıyorlar. bir de kırmızı saten türban var ki kırmızı tanga ile eş değer. saçını göstermekten imtina eden bu güruh giyindikleri satenlerle bir kilometre öteden fosforlu balık derisi gibi dikkat çektiklerinin ya farkında değiller, ya da farkedilmek istiyorlar.
