1955 yılında aslen Siirt'li bir ailenin beşinci çocuğu olarak Dünya'ya geldi. Ancak kendine yetebilen ekonomik düzeyde bir ailenin çocuğu olan Emine Erdoğan için o dönemlerde First Lady olacağı söylense buna pek az kişi inanırdı. Hayriye Teyze'siyle beraber bulundukları evin bahçesindeki incirleri çalmaya çalışan çocukları sıkça kovalayan Emine Erdoğan'ın pek çok çocuğu azarlamış olmasına rağmen, hiçbirinin ağzından küfür duymadığından bahsedilmektedir.
1970 yılında Ağabey'i Hüseyin tarafından kendisine örtünmesi gerektiği söylendi. Bu kurala o dönemlerde oldukça içerleyen ve bunu nasıl yapacağı konusundan tereddütleri olan Emine Erdoğan için, Şule Yüksel Şenler’le tanışması bir şans olmuş. Şule Hanım, Emine Erdoğan'a bir kadının hem modern hem kültürlü hem de örtülü olabileceğini göstermiş. Bunun üzerine Emine Erdoğan örtünme konusunda razı olmuş.
Ortaokul'dan sonra okumayı lüzumlu görmediği için okulu bıraktığı söylenen Emine Erdoğan, evlilik sürecinde eş adayının eğitimli olmasına oldukça önem vermiş. Bazı taliplerin Emine Hanım'ı ikna edememesinin ardından, kendisi bir genci gece rüyasında görmüş. Ertesi gün Necmettin Erbakan’ın da katılacağı bir toplantıda konuşan ve şiir okuyan delikanlı dün gece Emine Hanım'ın rüyasında gördüğü kişiymiş. Kalbi hızla çarpan Emine Erdoğan bu vesileyle eşi olan Recep Tayyip Erdoğan ile tanışmış.
Türk First Lady'nin en öne çıkan özellikleri 2000'li yıllardan sonra gitgide değişen giyim tarzı, kimilerine göre güzel sesidir. Söylenen o ki çok iyi Arapça bilir. Kuran’ı Kerim’i çok iyi okur. Ayrıca da araba kullanmak da zevkleri arasındadır.
Emine Erdoğan, eşinin başbakanlığı sürecinde en çok Davos zirvesinde israil lider için yaptığı "Tamamen yalan söyledi" çıkışıyla konuşuldu. Ayrıca bayram öncesinde alışveriş yapmak için alış veriş merkezini tamamen kapatması ile de gündeme gelmiştir.