birilerinin berabere bitmesini çok istediği müsabaka olmuştur. efendim maçın hakemi verdiği kararlarda sürekli bir denge yakalamıştır kendi içerisinde. öyle ki bir arda karşılığında bir semih ve sırf lugano'yu attım diye emre aşık'ı atmıştır. kazım'ı eslemiştir, ilk yarı selçuk'u eslemiştir, maç boyu yardımcılarına ana-avrat yardıran sabri'yi, ilk yarı allah'ın binbir türlü belasını okuduğunu mimikleri ile dahi çok net açık eden lugano'yu eslemiştir... takımların oynadığı futbola bakıyorum hemen. iki takım 90 dk. boyunca kaç gol pozisyonuna girmiş? çok az... benim aklımda kalan bir baros, bir kewell pozisyonu var galatasaray adına, bir de semih'in pozisyonu var fenerbahçe adına... pozisyon bir kenara atak yapamadı bu maçta iki takım da... ofsaytlar, fauller, sürekli yarıda kalan ataklar... hani bu ofsayt kuralının uygulanışı bile yeniden anlamlandırıldı bu maçla. bir pozisyonda baros ofsayt pozisyonunda fenerbahçe savunması önde yakalandı yani. sola çıkarılan pas için arda hareketli ki tutana aşkolsun ama o da nedir? baros için ofsayt... boşverin dostlar, kurcalamayalım. "sabri vur vur vur" diyen seyircilere de ilk kez bu maçta şahit olduk hani. genelde "ulan sabri, ordan vurulur mu" demeye ve denilmesine alışmıştım ben...