şimdi bir de bu durumun halkta yaratacağı psikolojiyi değerlendirelim;
türkiye' de yaşayan çoğunluktaki halk ermeni halkını sevmiyor. bu bir gerçek. katliamlar unutulmuş değil. yaşanacak en küçük tatsızlıkta bile bir kıvılcımın ateşlenmesi olası. insanların içindeki milliyetçilik duyguları kabaracak ve bir çok ermeni uyruklu vatandaşa saldırı olabilecektir. türkiye'nin özgürlükçü politikası bir kez daha zedelenecektir.
kendinibilmez bir grup genç türkçülüğün adını kullanarak bu olayları üstlenecek, sınırların açılması dahilinde ermenistan'da bile olaylar çıkarabilecek güce sahip olacaklardır. daha dünya medyasında sözde ermeni soykırımı için kendimizi savunamazken böyle olaylar ermeni soylu halka ve bazı ileri gelenlerine resmen koz verecek. kendi iddialarını ateşle savunup üste çıkacaklardır.
son sözlerim olarak da şunu söyleyebilirim. yıllardır ermenistan hükümetinin ve halkının bir kısmının baskınına şiddetine ve katliamına maruz kalan ve bizim korumadığımız, resmen duyarsız kaldığımız azeri kardeşlerimize ikinci belki de üçüncü ayıbı yapmış olacağız. ben kendi adıma hocalıda öldürülen bebeklere çocuklara kadınlara karşı sorumlu olduğumu düşünüyorum ve yapılan imza kampanyalarını insaniyet adına destekleyeceğim.
tamam bu son söz.yıllarca ermenistan ile ilişkileri düzeltme çabasına giriştik. elimize geçen şeyin ne olduğu apacık meydanda.yarın bir gün tarih kitaplarına yazılacak olan şey bizim katliam yaptığımızdır. daha kendimizi aklamadan bu komplodan çıkarmadan ilişkileri düzeltmek adına bir şeyler peşindeyiz. yanlış. ama bunun yanlış olması hükümetin umrunda mı? hayır. bilhassa hükümet yanlış olan şeyleri yapmayı çok sever. bir de yirmi sene sonra çıkıp halktan özür dilemeyi. biz bunu yer miyiz? yemeyiz. o zaman imzalar kesilmesin.