öncelikle belirtelim; toplumun kanayan yarası falan hikaye, hayırlı kısmet çıkmayagörsün anaların yüreği kan ağlar. onu bırak ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar.
15- 16 yaşında "boyum kadar evladım var" diye gururlanan anneler sen 20 li yaşlarındayken "evlenme çağında çocuğum var" diye böbürlenirler. "ben senin yaşındayken" ile başlayan cümleler kurdular mı anlaki başlamıştır çeyiz yapmaya. burda kız annelerini tenzih ediyorum zira doğar doğmaz kızlar, başlar anneleri alıp saklamaya.
bu annelerin ortak özellikleri:
* kızdılar mı kurdukları cümlelerden biridir: "evlenecek yaşa geldin hala"...
* 30 unu geçtin mi başlarlar kendileri münasip bir eş aramaya.
* bulduklarını beğenmedin mi yaranamamaktan şikayet ederler.
20 li yaşlarda bacakları kırmaya meyilli kız çocuk anneleri ileriki yıllarda başlarlar söylenmeye. söyleyemedi mi belli ederler işte bir şekilde.
* yolda gördüğü her bebeği sever. (torun istiyorum demektir bu)
* düğüne gidersiniz. gelini görür gözleri dolar.
* akraba sohbetlerinde evlenmek isteyen bir gençten bahsedilirse kol dürter anlamıyorsan çimdikler.
erkek çocuk anneleri daha soğukkanlıdırlar kanımca. her ne kadar mürüvvetini görmek istediğini belli etse de kaçınırlar oğullarının canını sıkmaktan, hem bakma bilirler de milletin ağzını kapamayı.
* okulu var daha.
* yeni iş kurdu oğlum, bi otursun düzeni.
* hele askere gitsin eveririz elbet.
ha bak işini kurdun, askere gittin geldin mi nerde eli yüzü düzgün, hanım hanımcık bir kız görse süzer baştan aşağı, lafın arasına sıkıştırıp anlatır sana kızı.
bunun yanısıra baba, eş dost, akraba sıkıştırırlar anneleri "var mı bir şey" diye. tık yoksa sende, duyarsın "gözüm açık gidecek" gibi lafları. e bundan ala baskı var mı?