hadi biraz yazayım şu an yapacak daha iyi bir işim yok. biraz uzun olacağını tahmin ediyorum, okursanız ne güzel, okumazsanız canınız sağolsun.
2 yıldır sözlük yazarıyım, aramızda 3 yıllık olanlar dahi vardır ama bu 2 yılda gerçekten uludağ sözlük ekranını kapadığımı hatırlamıyorum. yazmadığım çok zaman oldu yoksa entry sayım uçardı. ama çok okudum. herkesin ne yazdığını okudum. başlıkları incelemek, genel eğilimi görmek için çok zamanım oldu.
önce başlıklar hakkında,
öncelikle uludağ sözlük özellikle son 1 yılda, başlık formatından tamamen koptu. bunu bana kalırsa kontrol dışı olarak değil, yazarlar böyle daha rahat ettiği için yaptı. örneğin dün ya da önceki gün, cangele bana altı kere parmak attı diye bir başlık açıldı. normal şartlarda bu başlık formatına aykırıdır. bir gazete manşeti aynen sözlüğe taşınamaz. cangele'nin maçta parmak atması gibi bir kalıba sokulabilirdi. aynı şekilde sabri'nin x yapması, lincoln'un şunu yapması gibi başlıklar tekrar tekrar açılmak yerine sabri ve lincoln'un kendi başlığına yazılmalıdır. ama yazarların genel eğilimi, bu kurallara uymamaktı. genel başlık formatı sevilmedi ve yazarlar kuralları esneterek bir ara yol buldular.
gelelim kaliteye. beni gibi çok yazar vardır ama ben kendimden örnek vereceğim, özellikle kedi ırkları, psikolojik ve sosyolojik terimler üzerine çok başlık açtım. komik ve eğlenceli tespti başlıkları az da olsa açtım. şimdiye kadar açtığım bir başlığa en fazla girilen entry sayısı 3, o da 3. kişi başlık bir tespit değil bilgi başlığı olmasına rağmen aynı konuda o sırada ekşi sözlük'te de bir şeyler yazılmakta olduğundan kendince ekşi'den çaldın manasında ayar vermiş.
ben bundan şikayetçi değilim, ama herkesin aynı eğilimde olmasını bekleyemeyiz, insanlar başlıklarına ilgi çekmek istiyorlar. yazdıkları çokça okunsun, insanlar yazdıklarına yorum yapsın istiyorlar. böyle olunca cinsellik, etnik gruplar, din ve siyaset başlığı açmak zorunda kalıyorsunuz. sadece bekaret ile ilgili sözlükte birbirine çok benzeyen 20'ye yakın başlık var. komik taraf ise, her başlıkta birbirinin kopyası yüzlerce entry var.
moderasyon çok entry siliyor diyenler, bu gerçeği göz ardı ediyor. moderasyon, silmemek için fazla bile tolerans gösteriyor. tartışmalı başlıkları geçtim, yaran fıkralar bölümünde bir fıkra 30'a yakın kere yazılmış. aynı sayfada 3 tane var aynısı yazılmış. ben bir entry girmeden önce benzer tarzda birşey yazılmış mı diye dahi arıyorum. insanlar aynısını yazmakta sakınca görmüyor. eskiden başlık içi arama yoktu ve bunlar hoş görülebilirdi. ancak artık herşey tek tıkla halloluyor.
sözlüğün tek bir hatası varsa, çaylaklıktan yazarlığa geçişin çok süratli olmasıdır. belki de 10 entry limiti 20 hata 30'a alınarak daha geniş bir görüş sağlanabilir. hatta bu çaylakları yazar yapma mevzu moderatörlere iş çıkarıyorsa, insan kaynakları tadında bir yazar grubunu bu işe verebilir. çaylak entrylerini inceleyerek onay verirler, bu onay moderatöre gider ve mod duruma göre tamam diyerek çaylağı yazar yapar. bu da çözüm önerim.
gelelim yazarlara. en büyük sıkıntı troll'ler gibi görünse de, aslında troll'lere prim veren yazarlardır. tamamen dalga geçme amaçlı olduğu belli olan bir başlığa 50 kişi cevap vermeye çalışırsa bu durumun önüne geçilemez. eğer kimse yüz vermese, herkes bir cevap vereyim çılgınlığına kapılmasa, adam da bundan zevk almayacak ve uğraşmayı bırakacak. ama buna prim veren yazarlar olduğu sürece troll'ler var olacak.
çok uzun yazacağım diye gaz başlamıştım ama yoruldum, bir de yemek geldi. onu yiyeceğim.