hamdun kassar

entry3 galeri
    2.
  1. -Ne zaman yolda bir sarhoş görürsün, iki tarafa sallanır, sen de sallan. Ta ki nefsine kibir ve ucub gelmesin. Ve O'na küfretme, onu tenkit etme. Sen de O'nun o müptela olduğuna uğramayasın."
    diyebilen yüce Hamdun etrafında fazileti telkin eder ve melametin sorumluluktan kaçınma olmadığını, bilakis tamamen sorumluluk olduğunu anlatır. Çevrasine şöyle nasihat ederdi: "-Bir hal ki sende var ve bunun halk arasında faş olmasını istemezsin, yayılmasından dolayı rahatsız olursun, başkalarının da sırları böyledir. Başkalarına ait kulağına gelen her hangi bir sırrı sen de sakla, hiç kimseye söyleme. Söylediğin takdirde elbet o da senin gibi incinir ve rahatsız olur." Ne zaman kişiye, halk'a vaaz ve nasihat etmek gerektiği sualine şu cevabı verdi:

    "-Tanrının farzlarından bir farzın yerine getirilmesi ilminde taayyün ettiği veya bir insanın, yüce Tanrının kendisini bidatten kurtaracağını umduğu halde, bidat içinde öleceğinden korktuğu vakit, caiz olur."

    Hamdun Kassar adaletin örneği idi. Bir arkadaşına ölümüne kadar yardım için koşmuş, başında durmuş, hizmet etmişti. Adam ölünce hemen başucunda yanan kandili söndürdü. Orada bulunanlar itiraz ederek: "Böyle ölüm anlarında kandil sömndürülür mü? Asıl şimdi yanması lazım. Onun için yağı arttırılır, söndürülmez" dediler. Hamdun Kassar, onlara şu cevabı verdi:

    "-O sağ olduğu sürece yağ onundu. Şu andan itibaren yağ varislerinin oldu."

    Nefislerine hiç önem vermeyen melametiler faziletin Allah'a ait olduğunu kabul eder ve iyişliklerini gizlemeye azami dikkati gösterirlerdi. Zira iyilik ve faziletleri anlaşılırsa itibar görecekleri, bunun ise nefislerine hoş geleceğini düşünürlerdi.
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük