ben bu yazıyı sana yazdım

entry31065 galeri video218
    984.
  1. aşk hiç biter mi?

    bitermiş. bende yeni öğrendim bunu, bilmiyordum daha önceleri. çocukluğumdan beri inandığım bir şey var. insan hayatında sadece bir kere aşık olur. aşk filmlerde, dizilerde, kitaplarda bahsedildiği kadar basit bir şey değildir. ben hayatımda bir kere aşık oldum. evet beraber olduğum insanlar oldu ama sadece bir tane sevdiğim oldu. öncekilerde sadece seveceğim insanı arıyordum, deniyordum. o yüzden de kimseye aşkım, hayatım dememiştim; canımla, çiçeğimle geçiştirirdim. sonunda aşık oldum ve hala da bitmedi. bitmeyecekte. ne yaşanmış olursa olsun, sonu kötü bitmiş bile olsa benim aşkım hiç bitmeyecek. ama öğrendim ki herkes için bu böyle değilmiş. meğer aşk bitermiş. artık biliyorum...

    peki ne gerek var beylik laflar etmeye hakkını veremeyeceksen? ne gerek var karşındakini de kendini de kandırmaya? ne gerek var insanların duygularını incitmeye? hani ömrünün sonuna kadar uyumadan önce gördüğün son, uyanınca gördüğün ilk yüz benim yüzüm olsun istiyordun? hani sevgimle girecektin toprağa, sevgimle çıkacaktın topraktan? hani bensiz içtiğin sudan, aldığın nefesten tat almıyordun? hani ben senin için bugüne kadar ki herkesten farklıydım? hani benimle yaşlanmak istiyordun? geceleri aramıza girmesin diye çocuk yapmak istemiyordun ona ne oldu? ne oldu peki gülüm? ne değişti de sevgin bitti? sevgi o kadar kolay biten bir şey mi? bilmiyorum..

    benim asıl yandığım kandırılmak değil, benim asıl yandığım terk edilmekte değil, benim asıl yandığım bundan sonra bu sevgiyi hakeden biri çıksa bile karşıma ona bu sevgiyi veremeyeceğim. çünkü çoktan, aslında haketmeyen biri aldı bu sevgiyi. bundan sonra hayatıma girecek en mükemmel insan bile onun kadar değerli olamayacak benim için, onun kadar özel olamayacak. biliyorum...

    annem beni uyarmıştı. "kimseyi kendinden daha fazla sevme oğlum çok üzülürsün." demişti. yapamadım. ben o kadar aptal bir adamım ki yapamadım. o kadar sevdim ki, kollarımdayken sanki evladımı kollarımda tutuyordum, o kadar sevdim ki allah'a tapar gibi ona tapıyordum. o kadar sevdim ki canını istiyorum ver dese tereddüt etmeden verirdim. bir insan başka bir insanı neden bu kadar sever ki? nedir onu o kadar özel kılan? aşk mıdır? eğer aşksa, nasıl olurda insana bu duyguları yaşatan aşk bir gün biter? ben mi çok aptalım yoksa? yoksa insanlar mı çok zeki? kendilerini üzen bir şeyden kaçıyorlar hemen. bense seviyorsam bırakmıyorum onu, ömrümden ömür, canımdan can, ruhumdan ruh veriyorum aşkıma. 21 yaşındayım sadece, saçlarımda beyazlar çıktı bir buçuk ayda. değer mi hakikaten bir insanı bu kadar sevmeye? bilmiyorum..

    çok önceden vazgeçtiğim hayatıma yeniden sarıldım onun için. sadece onun için yaptım bunu. inandım çünkü ve ona layık olabilmek için kendime gelmem gerektiğini düşündüm. didindim, çabaladım, yeniden bir yaşam kurdum kendime, boşvermişliğimi gamsızlığımı bıraktım. başardım sonunda, çocuklar gibi mutlu oldum. artık ona layık olabilmek için emekleyerek başladığım yolda koşmaya başlamıştım. sonra bir anda bıraktı elimi. battı güneş, karardı yine etraf. bir öncekinden daha fazla karanlığa gömüldüm bu kez. eskiden en azından yaşamaktan tat alıyordum. şimdi neden yaşayayım ki diye soruyorum kendime. evet yaşayacağım, bunu yapacağım beni sevenler için, bunu yapacağım ayaklar altına aldığım kendi onurum için. ama ruhsuzca, ama duygusuzca. tat almadan, haz duymadan, ot gibi, duvar gibi.

    peki değer miydi bunu yapmaya? madem yapamayacaktın, niye ettin o beylik lafları? bu kadar kolay mı bir insanı acıtmak senin için? ne biliyor musun? artık geri dönme. artık geri dönsende benim değilsin. bana bunları hissettirebilen biriyle olamam daha fazla birlikte. en kötüsüde tüm bunlara rağmen sadece seni severek yaşayacağım ve sadece seni severek öleceğim.

    ben kocaman bir aptaldan başka bir şey değilim. yeryüzüne gelmiş geçmiş, 2 ayağı üzerinde duran en büyük aptal. bravo bana. bravo...
    33 ...