kartpostal efsanesinin esas aktörü duygu asena değil Ece Ayhandir. Duygu asenanın açıklamasını aktarayım.
Ben Can Yücel'e "Nazım Hikmet
kartpostal şairidir" demişim, o da çok sinirlenmiş ve bana "kart
sensin postal da.......... girsin" demiş... Hah hoh hah... Ne kadar
komik değil mi? Ve insanlar bu habere bayılmış, bir an içinde tüm
Türkiye'ye yayılmış... Türlü çeşitli anlatılmaya başlanmış... Bir
radyo programında olmuş, hayır Cem Özer'in TV programında
gerçekleşmiş... Sanki duymuşlar gibi benim ağzımdan böyle bir şeyi,
anlatıyorlar da anlatıyorlar vecd içinde...
Hani ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler ya... En küçük bir
kıvılcım bile yok bu olayın çıkması için. Can Yücel ile çok iyi dost
olmamız dışında...
O da ben de çok üzülmüştük bu olay patladığında ve ne yapacağımızı
şaşırmıştık. Datça'daki Can Yücel şenliklerine konuk olduğumda hala
Güler ve Su Yücel ile bu konuyu şaşkınlıkla anarız.
Şimdi size olayı çözüşümü anlatayım... Sunay Akın bir gün bana dedi
ki; "o laf Ece Ayhan'a aittir"... Ben bunu düşünüp dururken, Arda
Uskan önüme 22 Kasım 1987 tarihli bir Nokta dergisi koydu. içinde Şair
Ece Ayhan'la yapılmış bir söyleşi vardı. Ayhan, Nazım Hikmet ile
düşüncelerine; "büyük şair olduğuna hiç kuşku yok. Bunu anlamak için
Şeyh Bedrettin Destanı'nı okumak bile yeter" diye başlıyor, şöyle
diyordu sonunda: "... 1950 sonrası yazdıkları, Saman Şansı hariç
kartpostal şiirleridir..."
Buyurunuz... işte belgesiyle açıklıyorum... Şimdi ne olacak? Herhalde
Ece Ayhan'ı kadın zanneden bir "salak" bir süre sonra onu benimle
karıştırdı ve Ece oldu Duygu... "Postal girsin" bölümü de o salağın
yaratıcılığı işte.
Sonra binlerce -salak diyemiyeceğim onlara çünkü o kadar çoklar ki-
kişi de bu sevimli olaya bayıldı ve yaydı da yaydı...
Tanınan biri olmanın böyle olumsuzluktan var işte. Yıllarca üzerinizde
hiç hak ermediğiniz bir olumsuzlukla yaşayıp, boşu boşuna insanların
nefretini kazanıyorsunuz...
Siz olsanız nasıl başa çıkardınız bu iğrençlikle? Düşüncelerimi yazma
fırsatım olduğu halde ben başa çıkamadım, internet sitelerinde bana
hakaretler yağdıranlara duyurulur.
Duygu Asena nın 27/06/2004 tarihli vatan gazetesindeki köşesinden alıntı bir yazı..