bir de yaz mevsimiyse, insanın içini huzurla doldurur. ister istemez bir sürü anlam yükersiniz. bütün dertlerinizin aslında ne kadar saçma olduğunu, kafanızı taktığınız şeylerin ne kadar önemsiz olduğunu düşünürsünüz. size ağırlık yaptığını düşündüğünüz onca şey, birden tüy kadar hafif ve görünmez gelir. en nefret ettiğiniz insana bile sempati duyarsınız. huzurdur işte. ta ki, günlük hayata, şehirin kalabalığına karıştığınız, dertleriniz ve sıkıntılarınızla tekrar yüzleştiğiniz zamana kadar.
herkes ve her şey uyurken, ne kadar mükemmeldir dünya oysaki. uzaktan ne kadar da güzel görünür şehir ve içine büründüğü sükunet. siz de güzelsinizdir bütün bunlar içinde. sonra her şey çirkinleşir. aynaya bile bakasınız gelmez.