sözlük formatının dışına çıkmayan kimse silinmemelidir. herhangi bir yazarın yazdıklarını beğenmiyor olmak, onun silinmesi için öne sürülecek geçerli bir kanıt değildir. kime ne faydası olup olmadığını sorgulamak da kimsenin haddine değildir. "seçimlerde %0,1 oy alan partiler seçime girmesin" demek gibi bir şeydir. yahut "benim beğenmediğim partiler kapatılsın." demek gibi bir şeydir bu.
toplumun genel yapısı etrafında yer almayan düşünceleri dışlamak kadar da ahmakça bir şey yoktur. tarihin tozlu rafları arasında yok edilmeye çalışılan pek çok farklı ses olmuştur. oluşturulmaya çalışılan tek görüşçülük denemeleri de olmuştur. ancak hiçbir tek görüşçü düşüncenin başarı sağlayamadığı görülmüştür. farklı sesler olmasa, dünya bugünkü gelişmişliğine ulaşamazdı. sıcak evimizde oturup, gecenin bir yarısı memleketin, hatta dünyanın dört bir tarafında bulunan insanlara fikirlerimizi anlatamazdık.
herkesin fikri değerlidir. herhangi birine göre değersiz görünen fikir, bir başkası için içinden çıkılamaz görünen bir sorunun çözümü olarak kullanılabilir. "Benim anlattığım senin anlayabildiğin kadardır." derken çok doğru bir noktaya temas etmiştir mevlana. sen anlayamıyorsun diye, karşındakinin anlatamadığını iddia edemezsin ki güzel insan. senin kişisel kanaatine göre 'düpedüz saçmalık' olarak nitelendirdiğin bir fikri yok etmek yerine, 'düpedüz saçmalık' olduğunu kanıtlayarak diğer insanlara da fayda sağlamak daha hoş olmaz mı a yiğidim? kanıtlayamıyorsan da, voltaire'in şu güzide cümlesini hayat ağacının en nadide dallarından birine asmalısın karayağızım;
"fikrinize katılmıyorum, ancak fikrinizi söyleme hürriyetinizi canım pahasına savunurum."
