hayata dair iç burkan detaylar

entry5914 galeri video18 ses2
    662.
  1. kör olmak...

    her gün şükretmem gerekir sanırım.. buraya yazabildiğim için, burada yazılanları okuyabildiğim için, etrafıma doya doya bakabildiğim için, insanların önyargılı bakışlarından uzak olduğum için. görebildiğim için.

    bugün üç tane görme özürlü müşterim geldi bilgisayar almak için. bir model sordular ve göstermek için vitrinden çıkardım. ama nasıl gösterecektim? masanın üzerine koydum bilgisayarı fakat yönlendirmek için kolunu tutmaya çekindim, "bu taraftan" dedim bir kaç kez. elini tutup çekmek istedim, hiçbir kötü niyet olmadan içimde. ama utandım kendimden.

    çok garip geldi bu. bilgisayarı eliyle inceledi, klavyesine baktı, bir kaç şey sordu yanıtladım. ama gözlerimi, o beyaz ve mavi renklerin iç içe geçtiği gözlerinden alamadım bir türlü. çok kötü hissettim kendimi. makinayı inceledikten sonra biri, diğerine "gördün mü, tamam mı" dedi. tebessüm ettiler ikiside, "gördüm tabi" dedi. "görmeme gerek yok görmem için"

    yaklaşık altı yedi saat oldu onlar gideli ama bu söz hala aklımda. o kadar normaldi ki hepsi. o kadar iyi, o kadar neşeli. hiçbir şeyden çekinmemeleri o kadar büyük bir mutluluk oluşturdu ki bende, yüzüm gülerek, her bir laflarından keyif alarak cevapladım her şeyi. çok büyük bir ders aldım sanırım hepsinden. gittikleri gibi bir sigara yaktım, ve dedim ki kendi kendime,

    sen salaksın çocuk.. sen yaşadığın ve kendini kötü hissettiğin şeyler için hayatını mahvetmeye devam et. sen, o insanların asla yaşamadığı ve yaşayamayacağı şeyleri yaşayıp, bir de üstüne fındık kabuğunu doldurmaması gereken sebeplerden ağlamaya devam et.

    sen bencilsin çocuk.. sen sevmenin, aşık olmanın ne demek olduğunu biliyorsun. sevgilinle el ele dolaşmanın ne demek olduğunu, onunla sevişebilmeyi, "gözlerine bakabilmeyi", saatlerce konuşup, bir başkasına asla ihtiyaç duymadan koşup gezebilmeyi biliyorsun.

    sen zavallısın çocuk.. sen etrafında bu kadar nimet varken, hayatında bu kadar keyif alınması gereken şey varken tek bir şeye takılıp, hayatın güzellik dolu yanını es geçiyorsun, hem de gözlerin açık olduğu halde. sen bir kör kadar bile göremiyorsun bu dünyayı. ve onun aldığı keyifi bile alamıyorsun belkide. çünkü azla yetinemiyor, hep daha iyisini istiyorsun. kaderine boyun eğmiyorsun.

    ama için temiz çocuk.. o adamların her bir hareketi, seni bu düşüncelere sevk ediyor. bunları sorgulamana sebep olup, aslında görmen gerekenle, görmemen gerekenin ne olduğunu anlamaya itiyor.

    bu duygular daha önce de aklıma geldi defalarca. ama hep fiziki yönden bir kusuru olan insanları görünce. neden her zaman aklımda değil? neden sürekli atlıyoruz bunları?

    hayatın ne kadar mükemmel bir şey olduğunu her zaman savundum durdum. hayattan en çok keyif alarak yaşayan kişi belki de benim. yaşamanın her saniyesi inanılmaz bir keyif ve bunun ne zaman biteceğini asla bilemeyiz.

    o yüzden hep dolu dolu yaşamaya gayret ediyorum. ama ya doğuştan o şekilde olsaydım? ya bugüne kadar yaptığım şeyler, benim için hayalini bile kuramayacağım şeyler olarak kalsaydı?

    nasıl araba kullanırdım görmeseydim? nasıl çizim yapabilirdim? nasıl bir müzik grubunda çalabilir ve söyleyebilirdim? nasıl dilediğim gibi yüzebilirdim? nasıl basketbol oynayabilirdim? nasıl paten kayabilirdim? nasıl yüzlerce kitap okuyabilir ve bir o kadar film izleyebilirdim? nasıl yaşardım yaa, nasıl?

    ya da siz kendinize sorun bunu. yapmaktan en çok keyif aldğınız şey nedir bu hayatta? onu nasıl yapacaktınız eğer bu kadar şanslı olmasaydınız.

    çok şanslıyım. hem de anlatılamayacak kadar çok.

    ve bu dünyada benim gözümde en çok saygıyı hak eden insanlar, fiziksel ya da zihinsel özürü olupta, yaşamaya devam edebilenlerdir. o kadar büyük bir şeyi başarıyorlar ki, ben kendimi özürlü gibi hissediyorum artık..
    27 ...