bir bireyi olarak tüm insanlık(!) tarihinin elele yazmakta olduğu kitaptır.
uhrevi sistemlere karşı geliştirilen beşeri sistemler , başka beşeri sistemlerce yıkılmış ; bunlar yapılırken söylemler hep ters noktaları işaret etmiş , özgürlük vaadeden akımlar insanlığı "tüketim köleliğine" yöneltirken ; medeniyet çağrısı yapanlar demokrasi kurşunlarla kazımışlardır ülkelerin tarihlerine...
tüm beşeri devrimler kanlıdır ; insanın bulaştığı tüm alanlar kirletilmiştir , kendi cinsine sapıkça ve haince saldıran hiçbir canlı türü yokken dünyada , insanlık " birey olmak adına" topluma kesmiştir faturayı...
barışlar inşaa etmek için , insanları aç bırakan ekonomi politikaları üretilmiş , bu politikalara "danışmanlık edenler" , silah sanayi sayesinde "efendilerine " kazandırdıkları "tatlı karların" ödülüne -nobel- "en şerefli addedilen" madalyalarla kavuşmuşlardır...
ahlaktan bahseden insanoğlu "etik değerlerin" içine etmiş ; "kar varsa mübahtır" anlayışıyla "ruhsal söylemleri" -dini akımlaştırarak sektör açmak - bile "maddi değere " dönüştürmüştür...
dini korumak adına toplumsal yaşamdan dışlayarak vicdanlara hapsetmiş ; bu şekilde kolunu bacağını kırdığı "inanç sistemine " son darbeyi "paralı din tacirleriyle" vurmuştur...
tüm bunları "medya" adı altında "kar çarkıyla" vererek yine "kendini aklamış" ; bir yandan "bakınız işte yiyorlar soyuyorlar hainler " diyerek kendini masum konumuna oturturken , bir yandan da "kısacık reklam aralarıyla" yine o zalim tüketim çarkına "köle" kazandırmaya ; soymaya ve soydurmaya devam etmiştir...
insanlık dibine kadar batağa batmışken , bu "çamur deryasını sektörleştirmek" ve bunun üzerinden sağladığı "çıkarla" suni kurumlar kurmak -unicef,wwo,who vs - , bu yapıların "sahte plaketleriyle" yine kendini "onure" etme canavarlığı bir tek insana özgüdür...
evet , insanlık tarihi koca bir "ikiyüzlülük tiranlığıdır"...
