insan gözü bir elektronu veya 1000 km uzakta bulunan bir nesneyi nasıl göremiyorsa insan beyni de uzay, sonsuzluk, minimum kavramlarını ancak belirli frekanslar dahilinde algılayabilmektedir, unutulmamalıdır ki şu an bilimin geldiği ve başarı olarak adlandırdığı bütün hadiseler yalnızca varolan herhangi bir şeyin iç yapısı daha da açık bir ifadeyle kullanma klavuzunu oluşturabilmektir, bir elektoronun çekirdek etrafındaki dönüşünü veya ribozomun protenin sentezi yapmasını veya bimlem kaç milyon ışık yılı uzakta bulunan bir gezegenin yarı çapını biliyor olmak bilimin en somut başarısıdır bunların neden ve niçin sorularının cevapları hala bilnmeyen sorular arasındadır ki bu da insanoğlunun düşünebilme kabiliyetinin yalnızca belirli aralıkta çalışabiliyor olmasındandır. tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda zakasını iyi kullanan insanoğlunun inançsız olması gibi bir denklem kurmak hangi nedenler ile açıklanabilir olduğu gerçekten merak konusudur.