gerçekçi olamamaktan, tercih yapamamaktan oluşan durumdur. okuduğum lisede 3 adet sayısal, 10 adet eşit-ağırlık, 1 adet de sözel sınıfı olmasının şahsımca açıklanışı da arada kalmış bir neslin yetiştiği gerçeğidir. bakıyorum şu sıralar 25-30 yaşları arasındaki insanların bir çoğunda kararsızlık, güvensizlik hakim. 35-40 yaşlarındaki kesimde nasıl ki şidet hakim ise... efendim bu öğretildi aslında bizlere! "temkinli olmak" adı altında kararsız olmak, güvensiz olmak öğretildi. nasıl bir önceki kuşakta "eğitim" adı altında baskın bir şiddet söz konusu ise tam da öyle... ancak; eşit ağırlık(türkçe-matematik) bölümünü seçtiğimden bu yana yaklaşık 7-8 yıl geçmiş olmasına rağmen daha o günlerden de biliyordum bir yerlerde saçmalıklar olduğunu... misal bir hukuk bölümünün eşit ağırlık bölümünden öğrenci almasını o zamanlar da anlamsız bulmuştum... cosinüs, sinüs, tanjant, kotanjant her daim saçma gelmiştir mesela tck'ya oranla hukuk okumak isteyen öğrenci namzetlerine. velhasılı kelam arada kalmaktır eşit ağırlık bölümünde okumak... anca işletme okursunuz ki o da bu ülke şartlarında akıl sır erdiremeyeceğiniz çeşitli sonuçlar getirir beraberinde. malum bu ülkede ekonomi uzmanlık dalına 30 senesini vermiş adam dahi yarın ne olacağını kestirememektedir. bir zamanlar uygulanan türk lirası'nı koruma kanunu'nu anlayamamaktadır hala...