hayal edin ki: universiteyi bitirmis sayilirsiniz, tezinizi teslim etmissiniz, final sinavlarini da basariyla atlatip en yakin arkadasinizla interrail ile seyahate cikmissiniz. 4 gunluk rock am ring manyakligindan sonra son durak olan amsterdam'a gelip, yorgun argin hostel'inize varmissinizdir. hostel'in barinda da "this is the life" calmaya baslar, bu sarkiyi ilk kez duymussunuzdur. arkadasiniza bakarsiniz, deli gibi gulmeye baslarsiniz ve "serefe!" diye bagirirsiniz. Iste benim icin bu sarkinin anlami budur.