islamın kısa bir özetidir. peygamberin "1 yıl içinde aranızda olamayabilirim" dediği ve gerçeğe dönüştüğü bir çeşit bitirme tezi. ilk insan hakları evrensel beyannamesinden 1316 yıl önce sarf edilmiştir. günümüze gelene kadar biribirinden farklı çeşitli tercümeleri bulunsa da aslında hepsi mana olarak aynıdır.
dikkat çeken noktalar,
1. "allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayın, allah'ın haram kıldığı canı, haksız yere öldürmeyin, zina etmeyin, hırsızlık yapmayın."
-binlerce yıl önce söylenenler islamın insan hakları konusunda ne denli titiz oldğu bilgisini veriyor bize. şimdiki dünyayı kirleten pisliklere, yobazlara da bir kez daha okutmak lazım.
2. "allah yaninda en kiymetli olaniniz,en çok saygi göstereninizdir. arabin arap olmayana-allah saygisi ölçüsünden baska-bir üstünlügü yoktur."
-bir öğüt, allah'a saygılı olmamız gerektiği yönünde. diğeri ise ırkçılığın kesin olarak islamda yasaklandığı yönünde. islamda ırkçılığın yasaklandığı yıllara dikkatinizi çekerim sadece.
3. "kendinize de zulmetmeyiniz.kendinizin de üzerinizde hakki vardir."
-burası çok önemli. iki ana olgu ile bir aradayız biz. bedenimiz ve ruhumuz. "kendinize zulmetmeyiniz..." derken kendi bedenimize karşı da saygılı olmamız gerektiğinden söz ediyor. yani en kısa ifade ile sağlıklı olmamız. sağlıklı olmya çalışmamız veya sağlıksız olmaktan kaçınmamız gibi. bu tabi geniş anlamlı. isterseniz bile bile sağlıksız yiyecekler yemek deyin buna, isterseniz alkol-sigara deyin, ya da ruh sağlığımızı bile bile bozmak deyin. hepsi de islama göre bize ödünç verilen bu bedenin -aslında "bizim" olmasına rağmen- "bizim olmadığı". tıpkı dünyadaki diğer maddesel şeyler gibi onun da bize emanet olarak verildiği.. bedenimize yaptığımız her eziyetin aslında suç olduğu...
bence de mantıklı. çünkü 21.yüzyılda fark ediyoruz ki, her birimiz iğrenç kişiler olabiliriz ama, bedenimiz bir mucize. bu mucizenin "tassarruflu" kullanımının sağlanmasının istenmesi ise gayet erdemli.
4."kadinlarin haklarini gözetmenizi ve bu hususta allah'tan korkmanizi tavsiye ederim. sizizn kadinlar üzerinizde hakkiniz,onlarinda sizler üzerinde haklari vardir. sizin kadinlar üzerindeki hakkiniz,onlarin,aile yuvasini hoslanmadiginiz hiç bir kimseye çignetmemeleridir. eger razi olmadiginiz herhengi bir kimseyi aile yuvaniza alirsa,müeyyide kullanarak engel olabilirsiniz. kadinlarin da sizin üzerinizde ki haklari,dine ve gelenege uygun olarak,her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.
-burada çok tartışılan "çok eşlilik". normalde katılırsın-katılmazsın ama göz ardı edilen bir nokta var. eğer eşin, bir yenisini istemiyorsa 2.eşi alamazsın. yani bizim bildiğimiz anlamda "kuma". eşin izin verecek yani. 21.yüzyılda da kimse zaten istemeyeceğinden sorun yok. peki bir de şu açıdan bakalım. eşlerini aldatan erkekler, doğal olarak gizlemeye çalışıyorlar ve başka bir kadınla birlikte oluyorlar. bu da bir çeşit çok eşlilik değil mi? islamı barbarlıkla ve ilkellikle suçlayanlara soruyorum, ey sen modern insan? bu zamanda çok eşlilik mi olurmuş canım? diye islama hakaret ediyorsun da, iş karını aldatmaya gelince ne oluyor sana. buyur işte. şöyle bakmak lazım. zaten bu devirde kimse eşini paylaşmak istemez. o zaman da çok eşlilik ortadan kalkar. bu erkeğin kadına hakkı. kadının da hakları var tabii. ihtiyaçlarını karşılaması yönünde. modern dünyaya uyarlanır ya da uyarlanmaz orası tabi sizin yorumunuz. ama dünyaya baktığınızda ne kadarı modern onu da göz önünde bulundurmak, ayrıca bu metnin tüm zamanlarda uygulanabilir olduğunu da bilmek gerekir.
bu insan hakları bildirgesi o zamanlarda dünyada eşi benzeri bulunmayan bir bildirgedir. yani ortada bir taklitten söz edilecekse eğer, o diğer bildirgelerin bundan aşırıldığı yönünde olabilir ancak.
bu sözlerin binlerce kişiye hitab edildiği günü düşünüyorum da...
bir zaman makinesi olsa ilk gitmek isteyeceğim yerlerdendir.